19. Ceza Dairesi 2019/4801 E. , 2020/10874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I) Sanık ...’ın temyiz istemine yönelik olarak;
Sanık ... Yıldız’ın, sorgusunda bildirdiği adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine uygun olarak 25/03/2014 tarihinde tebliğ olunan kararı, 1412 sayılı CMUK"nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra, 04/04/2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz etmesi nedeniyle, temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, REDDİNE,
II) Sanık ... müdafii ve katılan vekilinin temyiz istemlerine yönelik olarak;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sair nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Her ne kadar suçta kullanılan çekici ve dorsenin iyi niyetli 3. kişiye ait olduğundan bahisle iadesine karar verilmiş ise de sanık ...’nin kollukta ve Cumhuriyet Savcısı huzurundaki ifadelerinde aracın sahibinin kendisi olduğunu belirttiği, sorgusu sırasında ve yargılama sırasındaki savunmasında da bu beyanlarını doğruladığı, diğer sanık ...’ın da aynı doğrultuda beyanda bulunarak çekici ve dorsenin sanık ...’a ait olduğunu kendisinin de şoför olarak çalıştığını belirttiği anlaşılmakla, yakalanan kaçak eşyanın miktar ve değeri ile aracın değeri karşılaştırıldığında nakilde kullanılan çekici ve dorsenin müsaderesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Kabule göre de;
3- Temel cezada TCK"nin 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; karar tarihinden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanunun 3/18. maddesinde değişiklik yapıldığı gözetilerek, sanığın kaçak olarak ülkeye sokulan suça konu eşyayı ticari maksatla bulundurmak eyleminden dolayı 5607 sayılı Kanun"un 3/10. maddesindeki "Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol metanol ve alkollü içkiler olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarısından iki katına kadar arttırılır, ancak bu fıkranın uygulanması suretiyle verilecek ceza üç yıldan az olamaz." şeklindeki düzenlemeye göre 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun 3/5-10. maddeleri ile 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun"un 3/18. maddelerinin ilgili tüm hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi zorunluluğu,
4- 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 Sayılı TCK’nın 53. Maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık ...’a CMUK"nun 325. maddesi gereğince sirayetine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.