Esas No: 2020/6642
Karar No: 2022/2986
Karar Tarihi: 11.05.2022
Danıştay 5. Daire 2020/6642 Esas 2022/2986 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2020/6642 E. , 2022/2986 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6642
Karar No : 2022/2986
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Karşı Taraf (Davalı) : ...Bakanlığı / ...
Vekili : Hukuk Müşaviri Yrd. V. ...
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Olağanüstü hal döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, Anayasa ve TBMM içtüzüğüne göre OHAL KHK'larının Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 30 gün içinde TBMM'nin onayına sunulması gerektiği halde sunulmadığı, adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin korunması gerektiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya da grupları suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen ne OHAL Komisyonu ne de ilk derece mahkemesinin bu iddiayı değerlendirmediği ve davayı reddettiği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma işleminin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi bir yargılamanın temel ilkelerinden uzak Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, devlete ve Anayasaya olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, geçmişteki yasal faaliyetlerin gerekçe gösterilerek kamu görevinden çıkarılmasının suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve hukuk devleti ilkesi gibi en temel hukuk ilkelerini ihlal ettiği, savunması alınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasada yer alan ve AİHS'de teminat altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, kamu görevinden çıkarılmada iltisak ve irtibat bağlamında FETÖ/PDY ile bağın bulunmasının yeterli görülmesinin kanun yazma tekniğine aykırı olduğu ve öngörülebilirlik ilkesini ihlal ettiği, Bylock verilerinin yasadışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, Bylock verilerine ilişkin tespitlerin tarafına bildirilmemesi nedeniyle çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği, Bylock uygulamasını kullanmanın haberleşme, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sendikaya üyeliğin örgütlenme özgürlüğü kapsamında olduğu, Bankasya verilerini kullanmanın özel hayata saygı hakkına müdahale olduğu, bankaya para yatırma fiilinin de yasal bir faaliyet olması nedeniyle suç delili olarak kabul edilemeyeceği, yasal bir şirketin yayınlarına abonelik nedeniyle ödenen paranın suç delili olarak kabul edilmesinin bilgiye erişim ve basın özgürlüğünü ihlal ettiği, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla iki kez yargılama (adli ve idari) yapılmasının hukuka aykırı olduğu ve tek fiile tek ceza ilkesine aykırılık oluşturduğu, ayrımcılık yasağına aykırı hareket edildiği, yargılama giderlerinin karar kesinleştikten sonra tahsil edilmesi yönündeki kararın hüküm kısmının adli yardımdan yararlanan kişiler açısından davanın kaybedilmesi halinde tüm masrafların ödenmesi tehditine neden olduğundan bu durumun mahkemeye başvuru açısından caydırıcı etkisi olduğu ve mahkemeye erişim hakkının kısıtlandığı, OHAL Komisyonunun insan hakları ihlallerine yönelik iddiaları karşılamadığı, ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar vermesiyle de söz konusu hak ihlallerinin giderilmediği, OHAL Komisyonu kararında ve ilk derece mahkemesinin ret kararında FETÖ/PDY üyesi şeklindeki ifadelerin kullanılmasının masumiyet karinesinin ihlaline neden olduğu, mahkeme kararına konu olan ve karara gerekçe alınan bilgi, belge ve delillerin birçoğunun mahkeme kararı olmadan elde edilmesi nedeniyle yasa dışı delil niteliğinde olduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen ve davanın sonucunu esastan etkileyecek nitelikte olan birçok iptal nedeni ve argümanın mahkemelerce değerlendirilmeden davanın reddedildiği, dolayısıyla gerekçeli karar hakkının da ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi ilk derece mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi; bu ceza yargılamasının konusunun davacının terör örgütü üyeliğine ilişkin bulunması nedeniyle masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler değerlendirildiğinde ise davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.