Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8676
Karar No: 2019/2799
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8676 Esas 2019/2799 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, miras bırakanın taşınmazını muvazaalı olarak satış suretiyle davalı oğluna devretmesi sonucu tapu iptali, tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Davacı, bu işlemin muris muvazaası hukuksal nedenine dayandığını savunarak tapu kaydının iptali ile kendi adına tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı ise satışın gerçek olduğunu, mirasçıları arasında taşınmazların paylaştırıldığını ileri sürerek davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, tapu iptal ve tescil isteğini kabul ederken, mülkiyet tespiti isteğini reddetmiştir.
Yargıtay ise, muris muvazaasının miras bırakanın gerçek irade ve amacının ortaya çıkarılmasıyla çözülebilecek, bu nedenle delillerin tam olarak toplanması ve doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, miras bırakanın sağlığında paylaşım yapması halinde mal kaçırma kastının olmadığı ifade edilmiştir. Somut olayda ise, mirasbırakanın taşınmaz verme geleneğini yerine getirmek amacıyla temlik yaptığı sonucuna varılmış ve davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi
- Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi
- Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2016/8676 E.  ,  2019/2799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil ve üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ...’ın kayden maliki olduğu ... ada ... parsel taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, satış işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacının miras payı oranında adına tesciline, çekişme konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazın satışının gerçek olduğunu, satış bedelini düğününde takılan altınlarla ödediğini, mirasbırakanın sağlığında taşınmazlarını paylaştırdığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçeyle tapu iptal tescil talebinin kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki evin mülkiyetinin tespitine ilişkin isteğin ise iddianın kanıtlanamadığı gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1938 doğumlu mirasbırakan ...’ın 27.06.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ...’in, kızı ...’nin, oğulları ..., ... ve ...’in kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince, dinlenen tanıklar yörede taşınmaz verilmesinin evlilik sırasında şart koşulduğunu, taşınmazın da davalıya bu amaçla verildiğini bildirmişlerdir.
    Gerçekten de mirasbırakan taşınmazı 01.05.1997 tarihinde davalıya temlik etmiş, davalı da aynı gün dava dışı ... ile resmi nikah yapmıştır. Bu olgular, yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla değil yöredeki evlilik sırasında taşınmaz verilme geleneğinin yerine getirilmesi amacıyla verildiği sonucuna varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi