3. Hukuk Dairesi 2019/5605 E. , 2019/10042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... tarafından 27/04/2011 tarihinli kaçak tespit tutanağı ile kaçak elektrik kullandığından bahisle hakkında 44.204,10 TL para cezası tahakkuk ettirildiğini, abone ve elektrik tesisinin 2005 yılından beri iptal edildiğini belirterek; haksız olarak tahakkuk ettirilen 44.204,10 TL borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; sayaç raporuna istinaden 27/04/2011 tarihli kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği doğrultusunda toplam 44.204,10 TL kaçak borcu tahakkuk edildiğini, tahakkuk ettirilen borcun Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapıldığını; davacının, tarımsal sulama abonesi olup, ... ile karşılıklı sözleşme imzaladığını, sözleşmenin tek taraflı feshedilemeyeceğini, davacının tarımsal sulama kuyusuna ait trafo ve eklentilerini kendi başına söküp satması, sayacı yine kendi yedinde alıkoymasının kabul edilemeyeceğini, aboneliğin iptali için ..."a başvurması gerektiğini belirterek; haksız ve yersiz açılan davanın reddini karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 27/04/2011 tarih ... seri sayılı kaçak tespit tutanağına istinaden davalı kuruma 41,957,10 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 07.04.2014 tarihli ve 2014/2978 Esas, 2014/5531 Karar sayılı ilamı ile; tutanak içeriği ile davacının kaçak elektrik kullandığı kesin bir biçimde saptandığından, davacının kaçak elektrik kullanılmadığı yönündeki beyanına itibar edilemeyeceğinden dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının davalı kuruma 41.957,10 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, bu defa Dairemizin, 08.06.2017 tarihli ve 2016/16470 Esas, 2017/9335 Karar sayılı ilamı ile; "..karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda kayıp-kaçak, dağıtım, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının ve bilirkişi raporunda yukarıda sayılan kalemler yönünden de yerel mahkemece değerlendirilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının davalı kuruma 4.439,04 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; kaçak tüketimin tespit tarihinin 15.08.2005 olması gerektiği buna göre arasında kaçak ve kaçak ek tahakkukunun 15.927,69 TL olarak hesaplandığı kaçak elektrik enerjisi tespitinin 14.4.2011 tarihinde yapıldığı kabul edilir ise kaçak ve kaçak tahakkukunu 39.765,06 TL olarak hesaplandığı ve 6446 sayılı Kanunun 17., 19 ile 20. maddelerinin somut olaya etkisinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalı Kurumca yapılan hesaplamada ise: 18.06.2010 - 15.09.2010 tarihleri arasında kaçak tahakkuku 18.06.2009 - 17.06.2010 tarihleri arasında ise kaçak ek tahakkukunun hesaplandığı görülmüştür.
Mahkemenin temyize konu kararının gerekçesinde ise; davacının 27.04.2011 tarih ve ... seri nolu tutanağına istinaden davacının kaçak elektrik kullanmış olduğu, kaçak döneminin 2011/5 dönemine ait olduğu bu nedenle ihtilafsız dönem bulunmadığından tranformatör gücü üzerinden yapılan hesaplamanın kabulüne karar verildiği belirtilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit tarihinin net belirlenemediğini bu nedenle tespit tarihi yönünden terditli açıklamada bulunularak hesaplama yapıldığı halde mahkemece kaçak döneminin 2011/5. döneme ait olduğu belirtilerek kaçak elektriğin tespitinin 2011 yılında yapıldığına ilişkin hesaplamaya neden itibar edildiği açıklanmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı dikkate alınmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığının tespiti hususunda bilirkişinin açıkladığı tarihlerden hangisine üstünlük tanındığı gerekçeleri ile de ortaya konulmak suretiyle ve kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde kaçak ek tahakkukunun hesaplanabileceği nazara alınarak hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.