Esas No: 2021/132
Karar No: 2022/1739
Karar Tarihi: 12.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/132 Esas 2022/1739 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/132 E. , 2022/1739 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/132
Karar No : 2022/1739
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 15/06/2020 tarih ve E:2017/3363, K:2020/2326 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 15/06/2020 tarih ve E:2017/3363, K:2020/2326 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversite öğrencilerini örgüt evlerine yönlendirdiğine, örgüt içerisinde "yabancı dil birimi" olarak adlandırılan birimde görev aldığına, staj döneminde örgüt evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Diğer hususlar yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığında etkin olduğu dönemde daha önce bu yönde bir tecrübesi olmadığı halde uluslararası ilişkilerde önemli bir temsil makamı olan Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde adalet müşaviri olarak görevlendirilmesinin, yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece hakkında verilen görevden uzaklaştırma kararı tarafına tebliğ edilmediğinden karara itiraz edemediği ve bu suretle adalete erişim hakkının engellendiği, meslekten ihraç edilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden belgeler de tarafına tebliğ edilmediği gibi sonrasında da bu belgelerin erişimi yasaklanarak etkili başvuru ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği, hakkındaki inceleme ve soruşturmanın 2802 sayılı Kanun hükümlerine göre başlatılması nedeniyle yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca soruşturmanın devamının da aynı Kanun hükümleri uyarınca yapılması gerektiği, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ile suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, tarafına isnat edilen eylemler bildirilmek ve söz konusu istnatlara karşı makul süre verilmek suretiyle savunma hakkının tanınması gerekirken, söz konusu hak tanınmadan karar verildiği, işleme esas alınan tanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı, davalı idarece ve Dairece bu hususa ilişkin araştırma yapılmadan karar verildiği, söz konusu tanık ifadelerinin ceza yargılamasında esas alınmadığı, zira ifadelerin bir kısmının yargılama sırasında değiştirildiği, bir kısmının ise doğrulanmadığı, öte yandan tanık ifadelerinde örgüt üyeliğine yönelik somut herhangi bir tespitin olmadığı, tanıkların sadece soyut duyumlarını aktardığı, ifadeleri alınan tanıklar da aynı suçtan yargılanan kişiler olduğundan, hem idare hukuku hem de ceza hukukunda tanık olarak kabul edilemeyecek kişiler kapsamında yer aldıkları, söz konusu kişilerin yargılanmaktan kaçınmak amacıyla bu ifadeleri verdiği, meslekten çıkarma kararında sosyal çevre bilgilerinin, sosyal medya paylaşımlarının, mahallinde yapılan araştırmaların ve emniyet birimlerince hazırlanan raporların esas alınmasının fişleme temeline dayandığı, bu durumun özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlali sonucunu doğurduğu, YARSAV'a herhangi bir örgüt liderinin veya başka bir kimsenin şifreli veya açık talimatı, yönlendirmesi veya zorlaması ile üye olmadığı, öte yandan YARSAV'ın bağımsız yargıçların kendi aralarında oluşturduğu bir oluşum olduğu, hiçbir bağımsız yargıcın özgür iradesi ile faaliyetine katıldığı bağımsız bir oluşumun faaliyetleri nedeniyle cezai sorumluluğa tabi tutulamayacağı, Dairece Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde adalet müşaviri olarak görevlendirilmesi hususu terör örgütü üyeliğine delil olarak kabul edilmiş ise de, insan hakları konusunda akademik çalışması ve akademik unvanı olması ve iki yabancı dil bilmesi nedeniyle söz konusu göreve atandığı, kaldıki bu göreve atanmadan önce Danıştay Uluslararası İlişkiler biriminde ve Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğünde çalışmasının bulunduğu, bu konuda tecrübesinin olmadığı yönündeki değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığı, hakkında açılan ceza davasının devam etmesi nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmamasına rağmen meslekten çıkarılmasının masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğurduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının, Yargıtay ... Ceza Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 15/06/2020 tarih ve E:2017/3363, K:2020/2326 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 12/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.