
Esas No: 2021/3040
Karar No: 2022/6789
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/3040 Esas 2022/6789 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/3040 E. , 2022/6789 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 10.000 TL tazminat bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Çamlı Köyü, 694 ve 697 parsel sayılı taşınmazların Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1007 Esas, 2003/990 Karar sayılı ilamı ile 694 parselde 26.635,15 m² ve 477,97 m² olmak üzere toplam 27.113,12 m²’lik kısmın, 697 parselde ise 3.353,33 m²’lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmeksizin 28.04.2005 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın bu kısımlar için 26.03.2010 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-) İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/857 Esas, 1992/1016 sayılı kararı ile davacı adına tapuda kayıtlı 697 parsel sayılı taşınmazın 52.440 m²'lik bölümünün iptaline karar verildiği anlaşılmış olup, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı sağlayabilecek Anayasa Mahkemesi’nin 25/07/2017 tarih ve 2014/6673 numaralı hak ihlali kararı dikkate alındığında 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki davanın 26/03/2010 tarihinde Yargıtay HGK’nın 18.11.2009 tarihli kararı ile oluşan iç hukuk yolu itibarıyla, makul süre içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-) Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, dava konusu taşınmazların değeri belirlenirken değerlendirmenin dava tarihi olan 2010 yılı resmi verilerine göre yapılması gerekirken, 2005 yılı resmi verileri uygulanıp dava tarihine endeksleme yapılması doğru olmadığı gibi, taleple bağlı kalınarak verilen kararın gerekçesinde hangi hesaplamanın hükme esas alındığının açıkça belirtilmemesi,
3-) Taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 5 uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü ile az bedel tespiti,
4-) Davalı Hazine'nin yasal hasım olduğundan bahisle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.