13. Hukuk Dairesi 2016/12629 E. , 2017/2473 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... ..... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.9.2013 gün ve 2009/244-2013/364 sayılı hükmün Dairemizin ....2.2016 tarih ve 2016/2456-4152 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, aralarındaki ödünç ilişkisi nedeniyle davalı tarafından kendisine karşı açılan icra takibinden sonra borçlu olduğu parayı davalının eşine ibraname karşılığı ödediğini ileri sürerek bu takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı, 240.000 TL alacağının tahsili amacıyla davacı hakkında başlattığı takibin itiraza uğramadan kesinleştiğini, kendisine ya da eşine yapılmış bir ödeme olmadığını, davacının iddia ettiği gibi eşine ödemesi yönünde bir talimatı olmadığını, eşinin borsada işlem yapmak üzere davacıya vermiş olduğu açığa imzalı belgenin davacı tarafından doldurularak ibraname olarak ileri sürüldüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Dairemizin ....02.2016 gün 2016/2456 Esas, 2016/4152 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bu kez davalı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Davacı, davalıdan ödünç para aldığını, davalıya olan bu borcunu aleyhine açılan icra takibinden sonra davalının eşine ödediğini ve bu ödemeye ilişkin de ibraname başlıklı belgeyi aldığını buna rağmen takibe devam edildiğini ileri sürerek, davalıya bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı ise bu belgenin sahte olarak düzenlendiğini, eşine her hangi bir ödeme yapılmadığını, davacının zaman zaman eşi için borsada işlemler yaptığını ve bu işlemler için eşinden boş imzalı kağıtlar aldığını, ibraname başlıklı belgenin de bu şekilde düzenlenmiş olabileceğini savunmuştur. Mahkemece, ödemenin alacaklının şahsına yapılması gerektiği, alacaklının eşine yapılan ödemenin geçerli olması için hem temsil hem de ahzu kabza yetkili kılınmış olması gerektiği, ödemenin eşine yapılması konusunda davalı alacaklının yetki ve talimat verdiğine dair yazılı bir delil sunulamadığı, kaldı ki iddiaya dayanak yapılan 14/01/2009 tarihli “İbra Sözleşmesi ve Makbuz” başlıklı belge nedeniyle davacı hakkında “Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması” suçundan açılan dava sonunda cezalandırılmasına karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Borçlunun alacaklı dışında üçüncü bir kişiye yapacağı ödeme ile sorumluluktan kurtulabilmesi için bu kişiye ödeme yapılması hususunda alacaklıdan talimat alması gerekmektedir. Eldeki davada davacı, icra takibinin kesinleşmesinden sonra ödemeyi davalının talimatı ile eşine yaptığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de; Mahkemece de isabetli olarak belirtildiği üzere bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Alacaklının, talimatı olmaksızın üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu sorumluluktan kurtarması mümkün olmadığından, davacının, davalının eşine yaptığı ödemeyi ispatlamak amacıyla sunmuş olduğu belgenin gerçek ya da sahte olmasının davanın esasına doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır. Dolasıyla eldeki davada, davacı hakkında açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan açılan ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekmemektedir. Hal böyle olunca, davanın reddine dair verilen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve onanması gerekirken, temyiz ilamında yazılı gerekçelerle hükmün zuhulen bozulmasına karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmakla davalının karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin ....02.2016 gün 2016/2456 Esas, 2016/4152 Karar sayılı sayılı bozma kararının kaldırılmasına, hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın iadesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.