
Esas No: 2021/9287
Karar No: 2022/6919
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/9287 Esas 2022/6919 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/9287 E. , 2022/6919 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
14.07.2020 tarihli fen bilirkişisi raporu ekindeki 2 adet kroki ile tüm dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede;
Dava konusu taşınmazların kök parseli 231 numarası ile tapuya kayıtlı iken, Tirebolu-Trabzon 154 Kv lık enerji nakil hattı ile ilgili olarak 4.640,00 m2'si yönünden taşınmazın kamulaştırmaya tabii tutulduğu ve o tarihteki malikleri aleyhine açılan davada Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1968/422 Esas, 1968/500 sayılı kararı ile Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca irtifak hakkının idare adına tesciline karar verildiği, fen bilirkişisi krokilerinden bu irtifakın halihazırda davacı adına kayıtlı olan 181 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar ile 182 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğu, kök 231 parsel sayılı taşınmazın ifraz işlemleri sonucunda bir kısmının davacı adına tescil edilmiş olan 1015 parsel sayılı taşınmaza gittiği bu parselden de Tirebolu-Arsin 154 kv'lık enerji nakil hattı ile ilgili olarak 1.760,00 m2'si yönünden taşınmazın kamulaştırmaya tabii tutulduğu ve o tarihteki davacı-malik aleyhine açılan davada Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1989/690 Esas, 1989/684 Karar sayılı kararı ile Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca irtifak hakkının idare adına tesciline karar verildiği, kamulaştırma tebligatlarının geçersiz olduğu, fen bilirkişisi krokilerinden bu irtifakın halihazırda davacı adına kayıtlı olan 183 ada, 16, 17, 18, 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunduğu anlaşılmış olmakla;
1- 21/12/2019 tarihinde kabul edilerek 24/12/2019 gün, 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09/06/2021 tarihinde kabul edilerek 19/06/2021 gün, 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 3, Geçici 15. ve 17. maddeleri ile;
“Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır. ”
Geçici 15. maddesi ile “ Mülga 6830 sayılı Kanunun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3’üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “ Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun'un Ek 3’üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda her iki hatta ilişkin irtifak haklarının yukarıda belirtilen dava konusu taşınmazlar yönünden hangi tarihlerde tapuya tescil edilmiş olduğu kesin olarak tespit edilip yukarıda açıklandığı şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gibi;
2-Kabule göre de;
a) Fen bilirkişisi raporuna göre dava konusu 181 ada 1,2,3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar ifraz ve tevhit işlemine tabii tutulup yola terkleri yapılarak yeni parsellere gittiği anlaşılmış olup, oluşan yeni parsellere ilişkin tapu kayıtları dosya arasına alınarak davacının hak sahibi olup olmadığı, yeni oluşan parsellerden dava konusu edilen enerji nakil hatlarının geçip geçmediği araştırılmadan eksik inceleme ile 181 ada 1,2,3 ve 4 parseller yönünden kabul karar verilmesi,
b) Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazlarda pilon yeri bulunmadığı halde gerekçesi gösterilmeden 182 ada 1, 183 ada 16-17 ve 183 ada 19 parsel sayılı taşınmazlarda pilon yeri bedeline hükmedilmesi,
c) Taşınmazlardan geçirilen enerji nakil hatlarının hangi tarihte tesis edilmiş olduklarına dair dair tüm bilgi ve belgeler (teslim tutanağı vs) ilgili idareden sorularak sonucuna göre el atma tarihininin kesin olarak belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz gerekçe ile tüm taşınmazlar yönünden enerji nakil hatlarının 04.11.1983 tarihinden önce geçirilmiş olduklarının kabulü ile maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,19/04/2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanununun 17. maddesine dayalı tescil dosyası getirtilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. md. tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki Kamulaştırma Kanunu'nun 17. Maddesine dayalı tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanununun eklenen Ek-3 maddenin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.