23. Ceza Dairesi 2015/17417 E. , 2016/1593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a, 2-a, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde Isparta E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak kalmakta olan sanığın koğuş değiştirme talebinin yerine getirilmemesine sinirlenerek cezaevine ait yatak ve battaniyelere yakmak suretiyle zarar verdiğinin iddia edildiği somut olayda; sanık savunmasına, hasar tespit tutanağına, olay tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı “nitelikli mala zarar verme” suçundan mahkûmiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 152/2-a-son maddesinde yer alan "verilecek ceza iki katına kadar artırılır" fıkrasındaki "iki" ibaresi, hükümden sonra, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 65. maddesiyle "bir" şeklinde değiştirilmiş olmakla mahkemece bu hususta yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
a-5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca “hükmün yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291 inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmesi durumunda yeniden verilen hükmün evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamayacağı”, bu gibi durumlarda gerek ceza türü gerek ceza miktarı itibariyle önceki hükmün sonraki hükmün üst sınırını oluşturacağı, bu bilgiler ışığında somut olayın koşulları değerlendirildiğinde; sanık hakkında bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 170/1-a maddesinde düzenlenen “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” ve 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a maddesinde karşılığını bulan “nitelikli mala zarar verme” suçlarını oluşturduğu kabul edilerek; sanığın sırasıyla 5 ay ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın sanık tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12/04/2012 tarih ve 2010/18245 Esas, 2012/4845 Karar sayılı ilamı ile “sanığın cezaevine ait yatak ve battaniyeyi yakması şeklinde gerçekleşen eyleminin yakarak mala zarar verme suçunu oluşturup TCK"nın 42. maddesi hükmü karşısında kasten yangın çıkarma fiilini ağırlaştırıcı neden sayan bileşik suç niteliğinde olduğu ve anılan Kanunun 152/1-a, 152/2-a maddeleri gereğince yakarak mala zarar verme suçundan hüküm kurulması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan dolayı da cezalandırılmasına karar verilmesi” denilerek hükmün bozulduğu, yerel mahkemece bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; sanığın nitelikli mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a, 2-a madde ve fıkra hükümleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu cezanın sanık hakkında önceki hükümle verilen cezadan daha ağır olduğu anlaşılmış olup; bu şekilde 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde yasal karşılığını bulan ve aleyhe ağırlaştırma yasağı (reformatio in peius) olarak adlandırılan ilkeye aykırı davranılması,
b-Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2015/85 sayılı iptal kararı nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili uygulamanın yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.