Esas No: 2021/8618
Karar No: 2022/6986
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/8618 Esas 2022/6986 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kamulaştırma yapılmadan el atılan taşınmaza yönelik müdahale ve tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar temyiz edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra dosyanın incelenmesinde, dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atıldığı anlaşılmıştır. Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinden bahisle, davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 7/2. maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine karar verilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında düzeltme yapılarak karar onanmış, temyiz harcının istenildiğinde iadesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 221 sayılı Kanun'un 1. maddesi: Kamulaştırma işlemine dayanmaksızın, Kamulaştırma Kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır. Gayrimenkulün bedelini dava hakkı, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer.
- 221 sayılı Yasa'nın 4. maddesi: Malikin, gayrimenkulün bedelini dava hakkı bulunduğu halde 13.01.1963 tarihine kadar kullanmadığı durumlarda, hak düşürücü süre geçerli sayılır.
- AAÜT’nin 7/2. maddesi: Mahkeme tarafından takdir edilen vekalet ücreti,
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik müdahalenin meni ve ecrimisil, mümkün olmadığı takdirde el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karara karşı; davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/401 E. - 2019/148 K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu İzmir İli, Menemen İlçesi, Koyundere Köyü, 330, 331, 348 parsel ile Ulucak Köyü 666, 669 parsel sayılı taşınmazlara davalı idarece 09.10.1956 tarihinden önce fiilen el atıldığı ve kadastro çalışmaları sonucunda davacılar murisi Ayşe İnceoğlu adına tespit görerek Koyundere Köyü 330, 331 ve 348 parsel sayılı taşınmazların 04.03.1958 tarihinde, Ulucak Köyü 666, 669 parsel sayılı taşınmazların ise 28.02.1961 tarihinde tapuya tescil edildiği, davalı idare tarafından dava konusu taşınmazlara 09.10.1956 tarihinden önce el atıldığı anlaşılmıştır.
221 sayılı Kanun'un 1. maddesinde ''6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 09.10.1956 tarihine kadar kamulaştırma işlemine dayanmaksızın, Kamulaştırma Kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır. ''Gayrimenkulün bedelini dava hakkı, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer. '' hükümleri yer almaktadır.
221 sayılı Yasa 12.01.1961 tarihinde yürürlüğe girmiş olup dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının oluştuğu tarih dikkate alındığında malikin Yasa'nın 4. maddesi uyarınca 13.01.1963 tarihine kadar gayrimenkulün bedelini dava hakkı bulunduğu halde bu hakkını kullanmadığı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince 221 sayılı Kanun'da öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Davanın; hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği gözetildiğinde davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde nispi vekalet ücretine karar verilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 5 numaralı bendindeki (17.022,28) rakamlarının çıkartılmasına, yerine (2.725,00) rakamlarının yazılmasına,
Hükmün böylece HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.