23. Hukuk Dairesi 2015/5549 E. , 2016/1393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılar vekili, müvekkillerinin kooperatif üyesi olduğunu,...mirasçıları babalarının 30.07.2008 tarihinde vefat ettiğini, davalı kooperatife ait olan... 7221 parselin usulsüz olarak .... satıldığını, yapılan satış işleminin hukuka aykırı olduğunu, kooperatif genel kurulu toplantı yeter sayısı sağlanmadan taşınmazların satışı yönünde kararlar alındığını, taşınmazın satışının anasözleşmede değişiklik anlamına geldiğini, ayrıca yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu, kooperatifin satıştan elde ettiği parayı aldığına dair kaydın bulunmadığını, taşınmazın satışı nedeniyle satış işlemini yapan kişilerin sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin yapmış olduğu satış işleminin ve tasarrufun iptali ile tapunun yeniden davalı kooperatif adına tesciline, eğer bu talepleri kabul edilmez ise satış sonrasında elde edilen gelirden müvekkillerinin murislerine düşecek payın tespit edilerek, davacılara miras payları oranında verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı...vekili, genel kurul kararlarına istinaden taşınmazın satışının yapıldığını ve yapılan işlemin yasaya, usule uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı.... vekili, 1163 sayılı Yasa"nın 53/1. maddesine istinaden genel kurul iptal davasının 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini ve 2 yıl sonra davanın açılmış olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, taşınmazın iyiniyetle iktisap edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ..."in bir kısım mirasçıları vekili, ...ortağı olmadığını, Kooperatifler Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca ortağın ölümü ile ortaklık sıfatının sona erdiğini, genel kurul kararlarına karşı iptal davasının 1 ay içerisinde açılabileceğini, satış bedelinin kooperatife ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar tarafından genel kurul kararının iptali için 1 aylık süre içerisinde iptal davası açılmadığı, diğer talepleri yönünden satış işlemi gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açılmadığı, davacılar tarafından murislerinin ölüm tarihinden sonra anasözleşme uyarınca 3 ay içerisinde de ortaklığa devam etme yönündeki iradelerini bildirdiklerine yönelik herhangi bir başvurularının olduğu yönünde bir iddia, delil de sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar, davalılardan kooperatif ortağı ...mirasçıları olup kooperatife ait taşınmazın usulsüz şekilde üçüncü kişilere temlik edildiğini ileri sürerek tapunun iptali ve tescilini, olmadığı takdirde bedelinin kendi paylarına düşen kısmının tahsilini talep etmişlerdir.
Öncelikle mahkemece davacı mirasçıların kooperatif ortağı olmadıklarından bahisle de ret kararı verilmişse de kooperatif anasözleşmesinin 16. maddesi uyarınca, ölen ortağın kanuni mirasçılarının 3 ay içerisinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortaklık hak ve yükümlülüklerinin kanuni mirasçılar lehine devam edeceğinin hüküm altına alınmasına rağmen hükmün emredici nitelik taşımaması ve amaçsal yorum yapılarak bu hükümde belirtilen hakkın özünün gözetilmesi gerekeceği, o nedenle mirasçıların ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda usulüne uygun olarak uyarılmadığı, üyeliklerinin sona erdiğinden bahsetmenin mümkün olmayacağının kabulü gerekir. Nitekim Dairemizin 09.09.2015 tarih ve 2015/5788 E., 5720 K; Yargıtay Yüksek 11. HD"nin 26.02.2009 tarih ve 2007/13129 E., 2009/2208 K. sayılı içtihatları da aynı yöndedir. Şu hali ile, davalı kooperatifin az yukarıda belirtilen şekilde bir uyarısının bulunmadığı anlaşılmakla davacıların ortaklıklarının sona erdiğinden söz edilemez. Kaldı ki, mahkemece hem davacıların artık ortak olmadıkları kabulü hatalı olduğu gibi bu durumda davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, işin esasına dair gerekçelerle de ret kararı verilmesi yerinde olmamıştır.
Bunun yanında yukarıda belirtildiği üzere davadaki istekler tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Ancak bu talepte bulunabilmek için öncelikle taşınmazın satışına dair genel kurul kararının iptaline dair dava açılması gerekmektedir. Oysa bu hususta süresinde açılmış ve sonuçlanmış bir dava bulunmamaktadır. Keza bu dahi tek başına ortağın bağımsız olarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunması için yeterli kabul edilemez. Bu dava ancak kooperatif tüzel kişiliğinin yetkili organları tarafından açılabilir. Keza ortada açılmış bir sorumluluk davası da yoktur. Zira davacılar satış bedelinden kendilerine isabet edecek payı istemektedirler. Şu halde davanın bu paragrafta yazılı sebeple aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, belirtilen bu sebep dışında başka sebeplerle de ret kararı verildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.