Esas No: 2022/28
Karar No: 2022/1985
Karar Tarihi: 12.05.2022
Danıştay 13. Daire 2022/28 Esas 2022/1985 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/28 E. , 2022/1985 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/28
Karar No:2022/1985
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana ili, Yüreğir ilçesi, … mahallesinde bulunan, mülkiyeti davalı belediyeye ait olan ve tapuda … ada … parselde kayıtlı 10.941.17 m² alanlı arsa nitelikli taşınmazın, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca kapalı teklif usulüyle; … ada, … parselde kayıtlı 2.963,49 m² alanlı arsa nitelikli taşınmaz ile … ada, … parselde kayıtlı 20.680,84 m² alanlı tarla nitelikli taşınmazın 2886 sayılı Kanun'un 35. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca açık teklif usulüyle satışına ilişkin işlemlerin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; bahse konu taşınmazların satışı için yapılan ihalede dava konusu taşınmazların satış ihalesine istekli çıkmadığından ihale yapılamadığı; söz konusu taşınmazların satışının yapılması amacıyla usulüne uygun olarak ihaleye çıkıldığı, katılımın ve rekabetin arttırılması amacıyla gerekli yerlerde ihalenin ilan edildiği ve teklif sunan ilgili çıkmadığından ihale edilemeyerek taşınmaz satışının gerçekleştirilemediği hususu gözetildiğinde, söz konusu ihale yoluyla satışın iptali istemiyle açılan davanın konusunun kalmadığı; davacı tarafından dava konusu ihalenin 07/07/2021 tarihinde yeniden yapılması için Yüreğir Belediyesi resmî internet sayfasında tekrar yayımlanmış olduğu iddia edilmekte ise de, söz konusu satışın iptaline ilişkin istemin yeni bir davanın konusu olabileceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 578,90-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihalenin daha sonraki bir tarihe ertelendiği, ikinci ihale ilanında ihale konusu taşınmazların kıymet takdirinin dikkat çekici düzeyde arttığı, satış ilanı tebligatının taraflarına yapılmadığı, ikinci ihale için ihale salonunda bulunma talebinin ihalenin gerçekleştirildiği salona alınmaması suretiyle engellendiği, belediye yetkililerince tarafına söz konusu yerlerin satışının yapılmadığı ve ihalenin iptal edildiği söylenmesine rağmen ihale konusu gayrimenkullerin satıldığı, bu hususla ilgili suç duyurusunda bulunduğu, satışa konu yerlerin Havutlu mahallesi sınırlarında bulunduğu, yapılan ikinci ihalenin usulüne uygun olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ihale konusu taşınmazların Havutlu mahallesi sınırlarında bulunmadığı, taşınmazların imar planında sosyal donatı alanı olarak yer almadığı, taşınmazların mülkiyetinin belediyeye ait olduğu, satış gerçekleştirilememiş olduğundan davanın konusunun kalmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, "vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 331. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasında, "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1. Dava konusu ihalelere katılım olmadığı ve teklif verilmediği anlaşıldığından temyize konu Mahkeme kararının konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
2. Temyize konu Mahkeme kararının, "578,90-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine" karar verilmesine yönelik kısmının incelenmesinden:
Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden de temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Bu itibarla, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti kavramlarına değinmek gerekmektedir.
Yargılama giderleri genel olarak, yargılama faaliyetinin başlaması, devamı ve sonuçlanması için ödenmesi lazım gelen harç, masraf ve ücretlerin tamamını ifade etmektedir. Kural olarak yargılama giderlerinin, yargılama sonunda aleyhine hüküm kurulan taraftan alınmasına karar verilir. Yargılama giderlerine tarafların talepte bulunmalarına gerek olmaksızın mahkemece re'sen hükmedilir.
Vekâlet ücreti, vekille takip edilecek davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti ve avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan vekâlet ücreti olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin kuralları incelendiğinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama gideri olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, yargılama giderleri arasında sayılan vekâlet ücretinin hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir. Takdir olunacak vekâlet ücreti tutarı ise, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenmektedir.
Görüldüğü üzere yargılama giderleri; harçlar, yargılama sırasında yapılan masraflar ve vekâlet ücretinden oluşmaktadır.
Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 294. maddesinde yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihaî kararın "hüküm" olduğu, 297. maddesinde ise yargılama giderlerinin hükmün kapsamı içerisinde yer aldığı ifade edilmiştir. Bu sebeple, yargılama sonunda verilen nihaî kararda (hüküm) yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletildiğinin belirtilmesi gerekmektedir.
Davanın konusuz kalması, işin esası incelenerek yargılama sonunda verilecek hüküm ve davaya son veren taraf işlemleri dışında yargılamayı sona erdiren durumlardan biridir. Davanın açılmasından sonra, davanın konusunun veya davacının dava açmaktaki hukukî yararının ortadan kalkması durumunda dava konusuz kalır. Dava konusuz kaldığında esas hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm kurulmasına gerek kalmaz. Öte yandan, davanın konusuz kalması hâlinde nasıl bir karar verileceğine ilişkin usul kanunlarımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, davanın konusuz kalması durumunda davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığından, mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir.
Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda esas hakkında yargılamaya devam edilerek karar verilmesine gerek kalmamakta ise de, yargılama giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Zira, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında, "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." kuralı yer almaktadır. Davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun nihai olarak ortaya konulabilmesi ise, yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilmesini gerekli kılmaktadır. Bu itibarla, davanın konusuz kalması durumunda mahkemece yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ve bu tespite göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu noktada, hüküm aşamasında ortaya çıkan "haklılık durumu" ile davanın açıldığı tarihteki "haklılık durumu" kavramları arasındaki farka değinmek gerekmektedir. Bir davada, hüküm verilebilir aşamaya gelininceye kadar çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunularak tarafların haklılık durumu araştırılmakta, yargılama sonunda verilen hükümle birlikte tarafların haklılık durumu nihaî olarak ortaya çıkmaktadır. Esasen, bakılmakta olan bir davada tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespit edilebilmesi için öncelikle dosyanın tekemmül etmesi, gerektiğinde de keşif, bilirkişi, ara karar veya duruşma gibi çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunulması gerekmektedir. Davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri bakımından davaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi gerekmekte ise de; bu aşamada yapılacak haklılık durumu tespitinin, davanın esası hakkında hüküm verecek düzeyde bir araştırma yapmayı zorunlu kılmayan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre yapılan bir haklılık değerlendirmesini ifade ettiğinin kabulü gerekir. Aksi hâlde, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davalarda, sadece yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletilmesi gerektiğine karar verilebilmesi amacıyla, adeta davanın esası hakkında bir karar veriyormuşçasına yargılama faaliyetinde bulunulması zorunluluğu doğar ki, bu durum ne usûl ekonomisi ne de yargılama faaliyetinin amacıyla bağdaşır.
Öte yandan, tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespiti esasen yargılama sonunda verilen hüküm ile birlikte mümkün olduğundan, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespiti çoğu zaman pek mümkün olamamaktadır. Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda ideal olan yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ise de, haklılık durumu tespitinin nihaî olarak ortaya konulabilmesi için uzun bir yargılama faaliyetine ihtiyaç duyulduğundan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilememesi hâlinde, herhangi bir haklılık değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi seçeneği usûl ekonomisi ve yargılama faaliyetinin amacına daha uygun düşmektedir. Zira, dosya tekemmül etmeden veya yeterli araştırma yapılmadan bir haklılık değerlendirmesi yapılması ve buna bağlı olarak hükmedilecek yargılama giderleri, taraflar açısından hukuka aykırı sonuçların doğmasına sebep olabilecektir.
Uygulamada bazı mahkemeler tarafından, konusu kalmayan davalarda haklılık durumu değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmekle birlikte, toplam yargılama gideri taraflara eşit olarak paylaştırılmaktadır. Oysa, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasında aslolan, tarafların kendi yaptıkları masraf ve giderlere katlanmasıdır.
Uyuşmazlığa konu olay incelendiğinde, dava konusu ihalelere katılım olmadığı ve teklif verilmediği anlaşıldığından Mahkeme'ce konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği ve davacı aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davada, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu tespiti yapılamadığından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davacı aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi suretiyle düzeltilerek onanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan "...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … -TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine" ibaresinin, "Yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, vekâlet ücretine hükmedilmemesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
4. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya idareye iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.