14. Hukuk Dairesi 2016/9750 E. , 2018/1960 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2011 gününde verilen dilekçe ile kadstral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; 1482 (3033) sayılı parsel olarak .... Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilen taşınmazın 1.398,74 metrekarelik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini; bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 4734 ada 2 ve 3 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ve imar parsellerinin tapu kayıtlarının yolsuz tescil hükmünde olduklarını ileri sürerek; 1482 (3033) sayılı kök parselin kadastro sınırları içinde imarla oluşturulan 4734 ada 2 ve 3 sayılı imar parsellerinin 1398.74 metrekarelik binmeli alana isabet eden kısmının iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06/12/2013 tarih ve 2013/12157 E. 2013/12055 K. Sayılı ilamı ile ""...dava konusu taşınmazın hangi imar uygulamalarına tabi tutulduğu, .... Belediyesi"nin şuyulandırılması öncesi niteliği ile bu uygulama sırasında ihdas edilip edilmediği ve ihdas edilmiş ise hangi parsel olarak kimin adına tescil edildiği ve ayrıca uygulama sonucu akıbeti yine .... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamasından önceki vasfı başka bir deyişle hangi nitelikteyken .... Büyükşehir Belediyesi adına ihdas edildiği net bir biçimde saptanmamış ve hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığı hususu üzerinde de durulmamıştır, o halde değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, “İmar düzenlenmesi ile oluşan .... İli, .... İlçesi, ..... Köyü, 1482 (3033) kadastro parsel sayılı taşınmazın imar ile oluşan sicil kaydının iptaline, ... İli, ... İlçesi, .... Köyü, 1482 (3033) kadastro parsel içerisinde kalan, 27/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda 4734 ada 3 parsel nolu taşınmazın A harfi ile gösterilen 416.96 m2"lik, 4734 ada 2 parsel nolu taşınmazda B harfi ile gösterilen 1.024,17 m2"lik, kısım üzerinde imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek .... Köyü 1482 (3033) parsel sayılı kadastro parselinin İhyasına ve hazine adına tesciline...” karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar .... Büyükşehir Belediyesi vekili ile .... Belediyesi vekili ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
Hemen belirtmek gerekir ki, imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda, dayanaksız kalan kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın Seyhan Belediyesince yapılan 38 no"lu imar düzenlemesi kapsamında kaldığı mahkemece yapılan keşif sonucu belirlenmiştir. Yine anılan düzenlemenin iptaline ilişkin Hazine tarafından idari yargı yerinde açılan davanın süre aşımından reddedilerek kesinleştiği bilinmektedir.
O halde davacı Hazine tarafından eldeki davanın, dava konusu yerin .... Belediyesince yapılan imar uygulamasından önce devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ileri sürülerek açıldığı, ne varki anılan ugulamanın hukuki geçerliliğini koruduğu, bu suyulandırma işlemi iptal edilmediği sürece imar düzenlemesi öncesine dönülmesine yönelik tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ile dahili davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.