Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2019/959
Karar No: 2022/2009
Karar Tarihi: 12.05.2022

Danıştay 7. Daire 2019/959 Esas 2022/2009 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/959 E.  ,  2022/2009 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/959
    Karar No : 2022/2009


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
    … Gümrük Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: … Denizcilik Ticaret ve İnşaat Sanayi Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük vergileri ile faiz ve para cezalarından oluşan amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca şirket ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; olayda, dava konusu ödeme emrinin davacının kendisine tebliğ edilmeyerek, davacı vekilince davalı İdareden elden teslim alınmasına karşın, davacı tarafından verilen vekaletnamede vergi dairesindeki ödeme emirlerini tebellüğ etmek için avukata yetki verilmediği ileri sürülmekte ise de; … Noterliğince tanzim edilen … tarih ve … yevmiye nolu "Vekaletname" kapsamında, davacı tarafından; Av. … 'un "... gereken dilekçe ve belgeleri yazıp imzalayarak ilgili olduğu daire ve kuruma vermeye, tebliğ ve tebellüğe ..." şeklinde yetki verilmek suretiyle vekil tayin edilmiş olduğundan gümrük idaresinde davacı vekilinin imzasına 29/11/2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle bu tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlayan yedi günlük dava açma süresi içinde, en geç 06/12/2017 tarihine kadar açması gerekirken, bu sürenin geçirilmesinden sonra 25/12/2017 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle süre aşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından verilen vekaletnamede vergi dairesindeki ödeme emirlerini tebellüğ etmek için avukatın yetkilendirilmediği, bu nedenle dava tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesinin gerektiği, tesis edilen işlemin hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Olayda, sadece leh ve aleyhlerine açılmış ve açılacak dava ve takiplerden dolayı vekil olarak tayin edilen avukata müvekkil tarafından verilen yetkinin, davacı adına tüm yetkilerin kullanılabileceği biçimde bir umumi vekalet niteliği taşımadığı görüldüğünden davacı adına düzenlenmiş ödeme emrinin doğrudan davacı vekiline tebliğinin usulsüz olduğu, bu bakımdan; açılan davada süre aşımı bulunmadığından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    … Denizcilik Ticaret ve İnşaat Sanayi Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük vergileri ile faiz ve para cezalarından oluşan amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca şirket ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 201. maddesinde, süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 6183 sayılı Kanun'un 8. maddesinde de, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanun'da yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı belirtilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinin 1. fıkrasında, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilümum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 2. fıkrasında, ilgilinin kabul etmesi şartiyle, tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının caiz olduğu, 94. maddesinde birinci fıkrasında tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, 2. fıkrasında ise tüzel kişilere yapılacak tebliğin bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı hükmü yer almaktadır.
    6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 502. maddesinde, vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlanmış, 504. maddesinde ise, vekâletin kapsamının, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirleneceği, vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsadığı, vekilin özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamayacağı, sulh olamayacağı, hakeme başvuramayacağı, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemeyeceği, kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı, bağışlama yapamayacağı, kefil olamayacağı, taşınmazı devredemeyeceği ve bir hak ile sınırlandıramayacağı hükmü mevcuttur.
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesinde, avukatlığın amacının hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak şeklinde belirtilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda değinilen düzenlemelerin değerlendirilmesinden; vekâlet sözleşmesi, Borçlar Kanunu'nda vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlanarak, vekâletin kapsamının, sözleşmede açıkça gösterilmemesi halinde, görülecek işin niteliğine göre belirleneceği, buna göre özel yetki verilmediği sürece hangi işleri yapamayacağı sayılarak, genel vekaletname ile vekil olarak atanan kişinin müvekkili adına tasarrufta bulunabileceği, ancak vekalet veren tarafından özel yetki verilmesi gereken alanlarda işlem yapamayacağı, vergilendirme ile ilgili işlemlerin 213 sayılı Kanun kapsamında umumi vekile tebliğedilebilmesi için vekaletnamede vergi ile ilgili tebligatların vekile yapılacağı hususunda açık hüküm bulunması veya vekilin mali konularda her türlü işlemleri takipe yetkili olduğuna dair bir kurala yer verilmesi gerektiği, bu bilgileri içermeyen vekaletnamelere dayalı olarak yapılacak tebliğlerin usule uygun olmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin davacının vekili olan Av. … ' a tebliğ edildiği, davacının adı geçen şahsı vekil olarak tayin etmesine ilişkin … Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamede, sadece leh ve aleyhlerine açılmış ve açılacak dava ve takiplerden dolayı gereken dilekçe ve belgeleri yazıp imzalayarak ilgili olduğu daire ve kuruma vermeye, tebliğ ve tebellüğe ve Avukatlık Kanunu'ndan doğan hakları kullanmak üzere sınırlı düzeyde yetkilendirildiği, buna karşın vergi ile ilgili tebligatların vekile yapılacağına, mali konularda her türlü işlemleri takip etmeye yetkili olduğuna dair açık bir yetkilendirmenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda, sadece leh ve aleyhlerine açılmış ve açılacak dava ve takiplerden dolayı vekil olarak tayin edilen avukata davacı tarafından verilen yetkinin müvekkil-avukat ilişkisine yönelik olduğu, davacı adına tüm yetkilerin kullanılabileceği biçimde bir umumi vekaletname niteliği taşımadığı açıktır. Dolayısıyla, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin usulsüz olarak doğrudan davacı vekiline tebliği üzerine açılan davada süre aşımı bulunmadığından, dava konusu ödeme emrinin diğer unsurları yönünden, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 12/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi