Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2130
Karar No: 2016/1384
Karar Tarihi: 07.03.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2130 Esas 2016/1384 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/2130 E.  ,  2016/1384 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, ... Mahkemesi"nin 2011/10 E., 2011/335 K. sayılı ilamı ile, haksız ve kanuna aykırı olarak müvekkilinden tahsil edilen 4.868,04 TL"nin 15.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin ödenmesine karar verildiğini, söz konusu ilamın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nin 2011/21958 E., 2012/4690 K. sayılı ilamı ile onandığını, ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/4 E., 2011/13 K. sayılı ilamının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 2010/16695 E., 2010/28946 K. sayılı ilamı ile bozularak müvekkilinin lehine hüküm altına alındığını, anılan ilamlar ile ilgili ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/941 E. ve 2012/951 E. sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, dosya hesaplarının davalı tarafından ödendiğini, davalı tarafın tüm ilamların icraya konu edilmesi nedeniyle müvekkiline ödemiş olduğu tutarı ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/244 E. sayılı dosyasıyla tekrar geri almak istediğini, davalı tarafça önce asıl borçluya müracaat edilip takibin semeresiz kalması halinde kefil olan müvekkiline müracaat edilmesi gerekirken doğrudan müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrine (takibe) itiraz edilmesi geciktirildiğinden takibin kesinleştiğini, icra takibine dayanak alacağın müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkilinin davalıdan bu bedelleri talep etmeyeceği yönünde alınmış bir ibraname veya taahhütname bulunmadığını, davayı kazanmış olan kişiye, kazanmış olduğu bedeli ödeyen tarafın bu bedeli icra takibi ile tekrar geri istemesinin hiçbir kanun ve hukuk kuralı ile bağdaşmadığını ileri sürerek, ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/244 E. sayılı takibinin iptali ile davalının %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı borçlunun 24.05.2006 tarihli .... A.Ş. Kooperatif Kredileri Sözleşmesi ile ...... Şubesi"nden borçlu ...."a kefil olduğunu, aynı sözleşme uyarınca müvekkili kurumun da borçlular ile birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi konularak kefil sıfatıyla borcu yüklendiğini, ancak söz konusu kredinin vadesi geldiği halde herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle ilgili bankanın sözleşmeye konu alacağın miktarını, ihtar ve diğer tüm masraflarını müvekkil kurumdan tahsil ettiğini, müvekkili kurumca ilgili banka tarafından sözleşme uyarınca kendisinden tahsil edilen tutarın tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/39 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, TTK"da kredi kullanmanın ticari iş olarak sayılmış olması sebebi ile krediye konu sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından, davacı borçlunun sorumluluğu zincirleme kefalet olup, bu kefalet türünde kefilin, borçlu ile birlikte müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borcun ifasını yüklendiğini, yine bu durumun ilgili sözleşmede müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefalet şerhi ile de işlendiğini, davacı
    borçlu ve diğer borçlular aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/39 E. sayılı dosyası ile yapılan takipte 04.04.2007 tarihinde ... Genel Müdürlüğü"ne müzekkere yazılarak davacı borçlu ..."ın emekli maaşının 1/4"nün haczedildiğini, davacı borçlunun 19.03.2010 tarihinde ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/13 E. sayılı dosyası ile muameleyi şikayet ile emekli aylığına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak 20.04.2010 tarih ve 2010/9 K. sayılı ilam ile taleplerinin reddedildiğini, kararın davacı tarafın temyizi üzerine bozulduğunu, 5510 sayılı Yasa"nın 93. maddesi uyarınca davacı borçlunun emekli olması sebebiyle emekli maaşından kesintisinin yapılamayacağının hükme bağlandığını, söz konusu kararın kesinleşmesinden sonra borçlunun emekli maaşından kesilen paranın iadesine yönelik olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/10 E. sayılı dosyası ile 12.01.2011 tarihinde istirdat davası açtığını, davanın kesinti yapılamayacağı yönünde verilen kararla sonuçlandığını, kararın 27.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, işbu karara istinaden de davacı tarafça ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/951 E., ve 941 E. sayılı dosyaları ile müvekkil kurum aleyhine icra takibi başlatıldığını, alacak miktarının kurum hesaplarının haczi suretiyle tahsil edildiğini, yapılandırmada hesaba katılan ve borç miktarından düşülen işbu kesintilerin davacı borçlu tarafından kurum hesaplarından geri alınması nedeniyle davacı borçlu aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/244 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, söz konusu takibin kesinleştiğini, söz konusu kesintilerin istirdatına yönelik verilen ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/10 E. sayılı dosyası ile verilen kararın davacının borçlu olmadığı yönünde verilmiş bir karar olmadığını, yapılan kesintilerin davacının emekli olması nedeniyle muvafakatsiz yapılmış olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabul edildiği savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu ..."ın S.S. ... Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi"nin KP 001408 no"lu kredi dosyasında kefil olduğu, bu sebeple hakkında ödenmeyen kredi borcu sebebiyle takip başlatıldığı, ancak takip sırasında emekli maaşından yapılan tahsilatın haksız olduğu, şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesi"nce maaşından yapılan kesintiye son verildiği, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"ne açılan istirdat davası sonucunda davacının davası kabul edilerek toplam 4.868,04 TL haksız kesinti yapıldığının tespit edildiği, her ne kadar davacı taraf istirdat davası kabul edilerek bu meblağın kendisine iadesine karar verildiğini savunmuş ise de, davacının maaşından kesilen bu meblağın aslında borçluların tahsil edilemeyen borcu olup sadece emekli maaşından kesilmesinin haksızlık teşkil ettiği, alacaklı kooperatifin bu meblağı yeniden tüm borçlulara yöneltmesi ve takip başlatmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, fakat alacaklı tarafın bu bedelin üzerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerini de ekleyerek diğer kalemler ile birlikte tahsilini istemesinin hukuka aykırılık teşkil etttiği, icra dosyasına (2012/244 Esas) borçlu tarafından yapılan tüm ödemenin 7.300,00 TL olduğu, bu bedelden tahsil edilmesi gereken 4.868,04 TL çıkarıldığında geriye kalan 2.432,00 TL"nin icra takibi sırasında alacaklı tarafa ödendiği, davanın ödeme nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü, bu nedenle kötüniyet tazminatının söz konusu olmayacağı, borçlunun sadece ödenen bu kısmı istirdat edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.432,00 TL"nin 06.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, borcun ödenmesiyle istirdata dönüşmüştür.
    "Menfi tespit davasının yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüş olması (m.76/2), menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması halinde davacı borçlunun talebi üzerine davalı alacaklının tazminata mahkum edilmesine engel olmaz. İstirdat davası, menfi tespit davasının devamı olup, cebri icra tehdidi altında gerçekleşen ödeme sebebiyle borçlunun serbest iradesi dışında, kanun hükmü gereği kendiliğinden bu dönüşüm vuku bulduğundan, davacı borçlu istirdat davasına dönüşüm olmasaydı alacağı tazminattan, yoksun bırakılmamalıdır." (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2014, Ankara, s.404-405)
    "İİK m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde de, m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir kanısındayım. Çünkü, davanın asıl (kökeni) menfi tespit davasıdır ve menfi tespit davası borçlunun iradesi dışında (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşmüştür. Bu dönüşmenin, borçlunun menfi tespit davasında sahip olduğu tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaması gerekir. Kaldı ki, takip konusu borcun ödenmesi (paranın alacaklı tarafından alınması) ile alacaklı kötüniyetini devam ettirmiş ve alacaklının haksız ve kötüniyetle yaptığı takip nedeniyle borçlunun zararı daha artmıştır. Yukarıdaki nedenlerle, m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davayı kazanan borçlu lehine m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre tazminata da hükmedilmesi gerekir kanısındayım." (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, 2003, Ankara, s.193-194)
    Buna göre, mahkemece, doğrudan açılan istirdat davaları için doğru olan gerekçeyle, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında davalının kötüniyet tazminatı talep edemeyeceğinin kabulü doğru olmamıştır.
    Ancak, takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK"nın 72/4. maddesi, "Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderacatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz. " hükmünü içermektedir.
    İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. (Bkz. Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd. ayrıca Dairemiz"in 19.01.2012 tarih ve 2011/2342 E., 2012/239 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.)
    Bu durumda mahkemece, davalının icra takibinde kısmen haksız olduğu bölüm yönünden, icra takibinde haksız ve kötüniyetli olup olmadığının tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu istemin yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış ise de, karar davacı tarafça bu yönden temyiz edilmediğinden bozma yapılmamıştır.
    22.05.2012 dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 30.05.2012 olarak yazılmış olması, HMK"nın 304. Maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi