10. Ceza Dairesi 2019/2337 E. , 2019/7139 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Adalet Bakanlığının, 29/05/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın beraatine dair Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarihli ve 2016/476 esas, 2017/636 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/06/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 17/08/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süreyle denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına, ayrıca denetimli serbestlik tedbiri kapsamında yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması veya kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, erteleme kararının tebliğ edildiği,
2- Tedbirin infazı aşamasında, sanığın yapılan uyarıya rağmen yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarihli ve 2016/476 esas, 2017/636 sayılı kararıyla "denetimli serbestlik müdürlüğünce çağrı kağıdının usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşıldığından sanığın beraatine ve denetimli serbestlik kararının devamına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın tedbire uymadığı ve bu nedenle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, ancak mahkemece yapılan yargılama sonucunda denetimli serbestlik müdürlüğünce çağrı kağıdının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle yüklenen suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "kişinin, erteleme süresi zarfında; a) kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı;
Somut olayda ise sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce çağrı kağıdının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiğinde şüphe bulunmamakta ise de, söz konusu tebliğin usulünce yapılmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/3245 esas, 2017/6004 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarihli ve 2016/476 esas, 2017/636 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
İnceleme konusu dosyada sanıktan ele geçirilen bir uyuşturucu madde bulunmadığı gibi, sanığın uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığının teknik yöntemlerle de saptanmadığı anlaşılmış olup, öncelikle bu hususta kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarihli ve 2016/476 esas, 2017/636 sayılı kararına karşı belirtilen sebeple kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 11.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.