23. Hukuk Dairesi 2015/1151 E. , 2016/1383 K.
"İçtihat Metni"
Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki üyeliğin tespitine ilişkin asıl, genel kurul iptaline ilişkin birleşen 2004/ E., ve tahsisin iptali, mümkün olmazsa tazminata ilişkin 2004/ E., sayılı davaların bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen 2004/ E. sayılı davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatifle müvekkilleri arasında çıkan bir çok sorun nedeniyle . Asliye Hukuk Mahkemesi"nin / E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, daha sonra kooperatif ile aralarında 17.10.2002 tarihli sulh sözleşmesi imzaladıklarını, buna göre davalının müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatife tahsis edilecek konut arsalarının 8/35’ini müvekkillerinin sorununun çözümü için kurdukları S.S. Kooperetifi"ne devir edeceğini, anlaşmanın üst birlik tarafından onayı ile tarafların birbirini ibra edeceğini ve görülmekte olan davanın da sonuçlandırılacağını kabul ettiğini, ancak davalı tarafından halen arsanın müvekkillerine devredilmediğini, yine kooperatif tarafından 26.01.2003 ve 16.11.2003 tarihlerinde yapılmış olan olağan ve olağanüstü genel kurul hazirun cetveline müvekkillerinin yazılmadığı gibi genel kurullara da çağrılmadıklarını ileri sürerek, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarının tespiti ile üyelik haklarının korunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/ E., sayılı davada davacılar vekili, 26.01.2003 tarihli genel kurulun 6. maddesinde müvekkillerinin ortaklıktan ihracına karar verildiğini, 16.11.2003 tarihli genel kurulun 5. maddesinde ise davalı kooperatifin S.S. Konut Yapı Kooperatifi ile aktif ve pasifleri ile birleşmesine karar verildiğini, alınan kararların kooperatifin amacının gerçekleşmesini ortadan kaldıran kararlar olduğu için 3/4 çoğunlukla alınması gereken kararlar olduğunu, alınan kararların gerekli çoğunlukla alınmadığını ileri sürerek, 26.01.2003 tarihli genel kurulda 6, 7 ve 8. maddelerde alınan kararlar ile 16.11.2003 tarihli genel kurulun 5. maddesinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin / E., sayılı davada davacılar vekili, taraflar arasında düzenlenen 17.10.2002 tarihli sulh anlaşması uyarınca müvekkillerine taahhüt edilen taşınmazın, kooperatifin 16.11.2003 tarihli genel kurulunda başka bir kooperatif ile birleşmesine karar verildiğinden müvekkillerine tesliminin mümkün olmayacağını ileri sürerek, davalı kooperatife diğer üst birlik olan S.S. Konut Yapı Kooperatifi tarafından tahsis edilmiş olan veya edilecek olan arsanın 8/35’nin tahsisinin iptali ile müvekkili kooperatife tahsisine, olmadığı takdirde müvekkil kooperatife verilmesi taahhüt edilen 8/35 oranındaki arsanın değerinin tespiti ile faizi ile davacı kooperatife veya davacı gerçek kişi müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen / E., / E., sayılı davalarda davalı vekili, taraflar arasında yapılan anlaşma hükümleri çerçevesinde davacıların ortaklıklarının sona erdiğini, ayrıca anlaşmanın 5. maddesi ile tahkim şartı getirildiğinden öncelikle uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiğini, yine davacıların ödedikleri aidatların davacılara ihtirazi kayıt konulmadan ödendiğini savunarak, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2004/ E., sayılı davada davalı S.S. Konut Yapı Kooperatifler Birliği vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davada üyeliğin tespiti ve birleşen 2004/ E. sayılı davada genel kurul kararlarının iptali davalarının reddine, birleşen 2004/ E. sayılı davada davacı kooperatif yönünden davanın kısmen kabulü ile, 198.893,98 TL"nin 19.03.2004 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı S.S. Konut Yapı Kooperatifi"nden tahsiline, davacı gerçek kişilerin davasının reddine, davalı birlik hakkındaki davanın husumetten reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, . Hukuk Dairesi"nin 10.11.2009 tarih ve / E., / K. sayılı ilamıyla, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile, her ne kadar davalı S.S. Kooperatifi"nin ticaret sicilinden tüzel kişiliği terkin edilmemiş ise de birleşme ile tüzel kişiliğin son bulduğu, bu durumda husumetin devir alan S.S. Konut Kooperatifi"ne yöneltilerek davanın devamının gerektiği ve hükmün S.S. Konut Kooperatifi"ne yönelik olarak kurulması gerektiği, davacı kooperatife tahsis edilecek taşınmazın değerini tespit eden bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, taşınmazın davalının üst birlikle yaptığı sözleşmedeki değeri esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, HUMK’nun 286. maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi bağlamayacağı hükmünün, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HUMK 283.md.) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği (HUMK 284.md.) şeklinde anlaşılması gerektiği, hakimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceğinin kabul edilemeyeceği, taşınmazın rayiç değerinin tespitinde bilirkişi raporuna itibar edilmediğinden yeni bilirkişi raporu aracılığıyla taşınmazın değerinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davacı kooperatif yararına nispi vekalet ücretine karar verilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek davacılar yararına, taşınmazda meydana gelen metrekare farkının neden kaynaklandığının tespiti ile eğer imar uygulamasından kaynaklanıyorsa bu durum dikkate alınmak ve değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taşınmazın üst birlik tarafından 29.74 TL/m² fiyatla satın alındığı, satın almaya ilişkin 16.12.2004 tarihli karardaki sebepler, satışa ilişkin protokol ve bu taşınmazların üst birliğe ya da birliğe bağlı diğer kooperatiflere devredilebilme durumu dikkate alındığında belirlenen bedelin uygun olduğu, bu sebeple taşınmazın bedelinin 198.984,32 TL olacağı, bozma dışı kalarak kesinleşen hususlar da dikkate alınarak asıl davada davalı kooperatife ortaklığın tespiti istenmiş ise de, dosya kapsamında itiraz edilmeyen ve davacı tarafından kabul edilen rapor da gözönünde bulundurularak davacıların ortaklığının sona erdiği, birleşen Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/66 E. sayılı dosyasında davanın süresinde açılmadığı, iptali istenen genel kurul kararının mutlak butlanla malul olmadığı, davacı tarafın raporu kabul ettiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin E. sayılı davanın reddine, birleşen 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin E. sayılı davada davacı kooperatif yönünden davanın kabulü ile 198.894,32 TL"nin devir alan davalı S.S. Konut Yapı Kooperatifinden tahsiline, fazlaya yönelik isteklerin reddine, gerçek kişilerin davasının reddine, davalı üst birlik hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, birleşen / E. sayılı davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, birleşen / E. sayılı davada davacılar vekilinin tüm, davacı kooperatifi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Birleşen / E., sayılı davada davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, taraflar arasındaki 17.10.2002 tarihli sözleşme kapsamında taahhüt edilen taşınmazın tahsisi, mümkün olmazsa bedelin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen . Hukuk Dairesi"nin 10.11.2009 tarih ve / E., / K. sayılı bozma ilamında, HUMK’nın 286. maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi bağlamayacağı hükmünün, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HUMK 283.md.) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği (HUMK 284.md.) şeklinde anlaşılması gerektiği, yoksa, hakimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceğinin kabul edilemeyeceği, bu itibarla mahkemece, taşınmazın rayiç değerinin tespitinde bilirkişi raporuna itibar edilmediğinden yeni bilirkişi raporu aracılıyla taşınmazın değerinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, Konut Yapı Kooperatifler Birliği"ndeki görüşme sırasında Başkanı"nın arsa devir sözleşmesi gereğince arsa tahsisi yapılan kooperatiflerin arsalarını sadece Birlik üyesi diğer kooperatiflere veya Birliğe devredebileceğini beyan ettiği, bu durumda dava konusu arsanın serbest piyasada satışının olamayacağı belirtilerek, Birlik tarafından belirlenen rayiç bedel dikkate alındığında arsanın bedelinin 198.894,32 TL, serbest piyasa rayiçleri nazara alındığında 265.510,86 TL olduğu görüşü bildirilmiştir. Mahkemece, bilirkişi kurulunun taşınmazın Birlik tarafından belirlenen rayiç bedeli nazara alınarak hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece, bilirkişi kurulunun haricen birlik başkanı ile yaptığı görüşme sonucu açıkladığı, arsa tahsisi yapılan kooperatiflerin arsalarını sadece birlik üyesi
diğer kooperatiflere veya birliğe devredilebileceği yolundaki görüşünün dayanakları araştırılıp, gerekirse Birlik Anasözleşmesi ve Birliğe arsa tahsisi yapan arsa ofisiyle Birlik arasındaki varsa sözleşme ve protokoller getirtilerek, taşınmazın değeri hususunda uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, soyut Birlik Başkanı"nın beyanına dayalı görüş bildiren bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen / E. sayılı davada davacılar vekilinin tüm, davacı kooperatifi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalan kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğinden birleşen davada davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın Onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmadığıma ilişkin azınlık görüşümdür. (07.03.2016)
Üye
S.TÜRE