Esas No: 2019/16197
Karar No: 2022/5545
Karar Tarihi: 12.05.2022
Danıştay 6. Daire 2019/16197 Esas 2022/5545 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/16197 E. , 2022/5545 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16197
Karar No : 2022/5545
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan … Planlama Bölgesi nazım imar planı revizyonuna karşı yapılan itirazlarının reddine dair Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının ... maddesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu imar planı değişikliğiyle … parselin fonksiyonunda değişiklik yapılmadığı, parsel sayılı taşınmazın fonksiyonunda değişiklik yapılmadığı, parselin kuzeyinden geçen 15 m genişlikteki ana arter niteliğindeki taşıt yolunun güneye petrol boru hattı üzerine kaydırıldığı, bu şekilde kuzeydeki konut ve yeşil alanların ana arterle bölünmediği, trafik güvenliği açısından sorunlu Y kavşak yerine doğudan yaklaşan 20 metrelik yolla kademelenme sağlayan dönel kavşak düzenlendiği anlaşıldığından, dava konusu nazım imar planının imar mevzuatına, planların kademeli birlikteliği ilkesine ve planlama bütünlüğüne, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Kurum görüşlerinin gerçeği yansıtmadığı ve dosyaya da sunulmadığı, İl tarım Müdürlüğü görüşünün dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan … Planlama Bölgesi nazım imar planı revizyonuna itirazlarının reddine dair Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının ... maddesinin iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasına, 19.07.2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle eklenen (c) bendinde, "Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz." hükmüne; 02.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6495 sayılı Kanun'un 73. maddesiyle eklenen (e) bendinde de, "Kamu kurum ve kuruluşları veya plan müellifleri; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından plana ilişkin görüşlerini alır. Kurum ve kuruluşlar, görüşlerini en geç otuz gün içerisinde bildirmek zorundadır. Görüş bildirilmesi için etüt ve analiz gibi uzun süreli çalışma yapılması gereken hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine otuz günü geçmemek üzere ilave süre verilir. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde plan hakkında olumsuz bir görüşün bulunmadığı kabul edilir." hükmüne yer verilmiştir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir."; 2. maddesinde, "Bu Kanun; arazi ve toprak kaynaklarının bilimsel esaslara uygun olarak sınıflandırılması, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin asgari büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, arazi kullanım planlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle değerlendirilmesi, amaç dışı ve yanlış kullanımların önlenmesi, korumayı sağlayacak yöntemlerin oluşturulması ile görev, yetki ve sorumluluklara ilişkin usul ve esasları kapsar."; 13. maddesinde de, "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla;
a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,
b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,
c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,
ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri,
d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar,
e) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,
f) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları,
g) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,
İçin bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.
Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir.
Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile kullanılır.
Birinci fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında izin alan işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler.
Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.
Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair uygulamaların usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir." hükmü ile geçici 1. maddesinde, "11.10.2004 tarihinden önce tarım arazileri; gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış ve tarımsal bütünlüğü bozmuyor ise söz konusu arazinin istenilen amaçla kullanımı için, altı ay içerisinde Bakanlığa müracaat edilmesi, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir."; geçici 4. maddesinde de, "11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin tarımsal bütünlüğü bozmuyor ise istenilen amaçla kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir.
Söz konusu arazi ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler, Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler. Bu süreler içerisinde gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri ilgili idarelerce durdurulur.
Tarım arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca başvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfını değiştirir." hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın Dairemizin E:2019/17723, E:2019/17721, E:2019/17717, E: 2019/17731, E:2019/16413, E:2019/16327, E:2019/17708 ve E:2019/16195 sayılı dosyaları ile birlikte incelenmesinden; davacıların maliki olduğu Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parseli kapsayan alanda yapılan ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında söz konusu parselin "konut alanı, park alanı ve 15 m'lik imar yolu" kullanımlarında kaldığı, anılan planın 21/02/2016-21/03/2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan imar planına davacıların herhangi bir itirazının bulunmadığı, askı süresi içerisinde yapılan itirazların Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile değerlendirilerek 21/11/2016-20/12/2016 tarihleri arasında tekrar askıya çıkartıldığı, davacı …'ın … Çiftlik ve Özel Ormanı Mesul Müdürü sıfatıyla 12/12/2016 tarihinde dava konusu parseli de kapsayan alanda nazım imar planında yapılan düzenlemelerin kaldırılarak söz konusu bölgede revizyon öncesi şekline dönülmesi ve … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararının geçerli kılınması talebiyle yaptığı itiraza cevaben, dava konusu … tarih ve … sayılı Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla; "parsellerin bulunduğu bölgedeki zemin, doğal yapı ve eğim durumu da dikkate alınarak, kuzey ve güneyinden bölgeye hizmet edecek imar yollarının geçirilmesi suretiyle tadilen uygun görüldüğünün" bildirildiği, davacılar tarafından anılan kararda itirazlarının tadilen uygun görüldüğü bildirilmesine karşın konut alanlarının azaltılarak rekreasyon alanların arttırıldığı belirtilerek Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının ... maddesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
... İdare Mahkemesince dayanak alınan bilirkişi raporunda; dava konusu edilen … tarih ve … sayılı 1/5000 ölçekli nazım imar planına ilişkin Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi kararının değil, … tarih ve … sayılı Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planın incelendiği anlaşıldığından bahse konu bilirkişi raporunun karara dayanak olarak alınması mümkün değildir.
Diğer taraftan davacılardan …'ın … Çiftlik ve Özel Ormanı Mesul Müdürü sıfatıyla 12/12/2016 tarihinde plana itiraz ettiği, itirazında 2007 tarihli plan kararlarına dönülmesinin istenildiği ancak karara dayanak alınan bilirkişi raporunda 2007 tarihli plan kararlarının, dava konusu 2017 tarihli plan kararları ile birlikte karşılaştırmalı olarak incelenmediği anlaşılmıştır.
Davacının temyiz dilekçesi ile dilekçe ekinde sunulan … Çiftliği Arazisi Değerlendirme Raporunun incelenmesinden, dava konusu parselin … Çiftliği sınırları içinde kaldığı ve mutlak tarım alanı niteliğinde olması nedeniyle yapılaşmaya açılmaması gerektiği, … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile kazanılmış hakların dava konusu plan ile korunmadığının ileri sürüldüğü ve arazinin mutlak tarım alanı olduğu iddiasında bulunduğu ve bu yönde hazırlanmış raporların da dilekçe ekinde sunduğu görülmüştür. Bu nedenle dava konusu parselin 2007 tarihli planlarda tarım alanı olarak belirlendiğinin tespiti halinde sonraki planlarda tarım dışı alana çıkarma şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin hususların bilirkişi heyetine ziraat mühendisinin de dahil edilerek ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının temyiz dilekçesinde, dava konusu planlarla ilgili bir diğer itirazı ise çiftlik alanınındaki dere kenarının heyelan bölgesi olduğu iddiasıdır. Davacının itiraz ettiği 2016 tarihli plan ile bu plandan önceki 2015 tarihli plan incelendiğinde, bölgenin "önlemli alan" olarak belirlendiği ancak dava konusu edilen 2017 tarihli planda "önlemli alan" gösteriminin yer almadığı görülmektedir. Bu durumda öncelikle davalı idareden alandaki "önlemli alan" gösteriminin neden kaldırıldığının sorulması, bunun yanısıra alanın bir kısmının konut bir kısmının konuta gelecek olan nüfusa atanan rekreasyon alanı ve park alanı olduğu dikkate alındığında, yukarıda açıklandığı üzere ilk etapta bölgenin mutlak tarım alanı olup olmadığı, mutlak tarım alanı değil ise konut ve konuta hizmet edecek sosyal ve teknik alt yapı alanı olarak yerleşime açılabilecek toprak yapısına uygun olmadığının da aralarında jeoloji mühendisinin bulunduğu bir bilirkişi heyeti ile değerlendirmesi yapılmalıdır.
Bu nedenle, davacının yukarıda sayılan tüm temyiz iddiaları dikkate alınarak, 2007 tarihli nazım imar planının getirtilerek parsele verilen kullanım kararlarının incelenmesi, alanın mutlak tarım alanı olup olmadığının ve mutlak tarım alanı değil ise yerleşime uygunluğunun aralarında ziraat ve jeoloji mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyeti ile birlikte dava konusu edilen … tarih ve … sayılı plan değişikliği yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden istinaf talebinin reddi yolundaki bölge idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 12/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.