5. Hukuk Dairesi 2019/11540 E. , 2020/1679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak değerlendirmeye esas alınan taşınmazın geometrik şekil olarak ve yüzölçümü bakımından imara elverişli müstakil bir parsel niteliğinde olmadığı, bu sebeple satışının hissedarlar arasında veya yakın parsellerle ilgili olarak normal değerinin üzerinde gerçekleştiği belirtilerek, dava tarihi itibariyle bulunan değerinden % 30 düşürülmesine rağmen emsal olarak kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazın arsa m² birim değeri 2.750-TL olarak belirlendiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa m² değerinin 1.250-TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu hususta bir açıklama ve araştırma yapılmadan dava konusu taşınmaza davacı idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda belirlenen arsa m² değerinin altında bir değer biçildiğinden alınan emsal ve bulunan arsa m² birim değeri inandırıcı olmayıp, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-) Bozma öncesi, kat mülkiyetine tabi dava konusu taşınmazın üzerindeki yapı ile birlikte bedelinin hesaplanması yönteminin Dairemizce uygun görüldüğü ve bozma konusu yapılmadığı, bu hususun taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa değerinden davalının arsa payına düşen miktar ile dava konusu bağımsız bölümün resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek hesaplanan değeri toplamı hesaplanmak suretiyle 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 46. maddesinin son fıkrası hükmüne aykırı düşen rapora göre hüküm kurulması,
3-) Dava konusu taşınmazın alanı 81,17 m² olduğu halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında maddi hata sonucu 81,70 m² olarak yazılması,
4-) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6.maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılmadığından mahkemece bozma öncesi belirlenen bedel için 23.03.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 31.10.2013 tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
5-) 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.