Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/7250
Karar No: 2022/5478
Karar Tarihi: 12.05.2022

Danıştay 6. Daire 2021/7250 Esas 2022/5478 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/7250 E.  ,  2022/5478 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/7250
    Karar No : 2022/5478

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) …
    VEKİLİ : Av. …
    2- (DAVALI) … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF : 1- …. Bakanlığı
    2- ….

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare tarafından kabule ilişkin kısmı yönünden, davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Samsun İli, İlkadım İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık ıslah edilmek suretiyle belirlenen 282.503,05-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle davacının hissesine düşen değerin 282.503,05 TL olduğunun belirtildiği, davacının mülkiyet hakkının belirsiz bir süre ile kısıtlandığı, dava konusu taşınmaza ilişkin davacıya toplam 282.503,05 TL'nin ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu ile davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, kararın, ıslah dilekçesi ile arttırılan 272.503,05-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 272.503,05-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TARAFLARIN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından; nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- Davalı idare tarafından; taşınmazın hazine adına tescili yapılacağından husumetin Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerektiği, düzenleme ortaklık paylarının yeterli olmadığı durumlarda kamulaştırma yükümlülüğünün mücavir alan sınırları içinde belediyeye, mücavir alan sınırları dışında Valiliğe ait olduğu, davacının taşınmazı kullanma imkanının kısıtlanmadığı, bedelin yüksek belirlendiği, tescil hükmü kurulmadığı, artırılan miktara artırım tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI : 1- Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
    2- Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Samsun İli, İlkadım İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık ıslah edilmek suretiyle belirlenen …-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
    Dava konusu taşınmaz … tarih ve .. sayılı … Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmiştir.
    İş bu dosyada bulunan, … İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz üzerinde 146,23 m²'lik trafo binasının bulunduğu tespitine yer verilmiştir.
    Davaya konu … ada, … parsel sayılı taşınmazın diğer hissedarları tarafından taşınmazın imar planında eğitim tesisi olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık olan bedelin ödenmesi istemiyle açılan başka bir davada ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E.., K:… sayılı kararıyla, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine idari yargıda dava açılmış, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Anılan İdare Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 03/12/2020 tarih ve E:2020/8218, K:2020/12094 sayılı kararı ile, davanın çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olduğu, öte yandan dava … Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine açıldığından 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir. …. İdare Mahkemesinin … tarihli ve E….. sayılı kararıyla, davanın çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararıyla; … İdare Mahkemesinin keşif ve bilirkişi incelemesi kararı sonrasında düzenlenen …. tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu … ada, … parselin imar planında kısmen ilköğretim alanına, kısmen trafo alanına, kısmen de yola ayrıldığı ve anılan taşınmazın trafo alanı olarak ayrılan 146,23 m²'lik kısmına trafo yapılmak suretiyle fiili el atıldığının tespit edildiğinin belirtildiğinden bahisle taşınmazın bir kısmına kamulaştırma yapılmaksızın trafo binası yapıldığından ve bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerektiğinden davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün, adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna ve ….. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Öte yandan; dava konusu taşınmazın diğer hissedarları tarafından açılan başka davalarda verilen kararların temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23/11/2020 tarih ve E:2017/2032, K:2020/11282; 23/11/2020 tarih ve E:2017/2028, K:2020/11281; 23/11/2020 tarih ve E:2017/2023, K:2020/11280; 23/11/2020 tarih ve E:2017/2551, K:2020/11279 sayılı kararlarıyla “dava konusu taşınmazın bir kısmı üzerinde fiili el atma söz konusu olduğundan, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
    İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde; 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmektedir.
    Aynı Kanunun 15. maddesinde; "Bu Kanun uyarınca mahkemelerce görevlendirilen bilirkişiler bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilirler ve bunlar hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. Kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve, niteliğine göre en az üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşturulması zorunludur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları arasından seçilmesi zorunludur..." hükmü, Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmüne yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun ''İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı'' başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; ''a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.'' idari dava türleri olarak sayılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının 3. bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; aynı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünde reddine karar verileceği belirtilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arz etmektedir.
    Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarihli, E:2015/223, K:2015/238 sayılı kararında"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
    Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
    Taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması halinde, bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
    Bu durumda; iş bu dosyada bulunan, …. İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 12/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz üzerinde 146,23 m²'lik trafo binasının bulunduğu tespitine yer verildiği, davaya konu … ada, … parsel sayılı taşınmazın diğer hissedarları tarafından açılan başka bir davada, Uyuşmazlık Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davaya konu taşınmaza fiilen el atıldığının tespit edildiğinden bahisle taşınmazın bir kısmına kamulaştırma yapılmaksızın trafo binası yapıldığından ve bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerektiğinden davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün, adli yargı yerinin görevine girdiği gerekçesiyle davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verildiği dikkate alındığında, davaya konu taşınmazın bir kısmına fiilen el atıldığı yani fiili el atma bulunduğu sabit olduğundan, davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası incelenerek verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu ile davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi, kararın, ıslah dilekçesi ile arttırılan 272.503,05-TL'ye miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 272.503,05-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 12/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi