Esas No: 2019/16327
Karar No: 2022/5546
Karar Tarihi: 12.05.2022
Danıştay 6. Daire 2019/16327 Esas 2022/5546 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/16327 E. , 2022/5546 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16327
Karar No : 2022/5546
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
3- … 4- …
VEKİLİ : Av. …
5- (Davacılar Yanında Müdahil)
… Genel Müdürlüğü adına
… Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan Kartepe Planlama Bölgesi nazım imar planı revizyonuna karşı yapılan itirazlarının reddine dair Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının 12. maddesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan değişikliğiyle ... sayılı parselin fonksiyonunda bir değişiklik yapılmadığı, orman alanı fonksiyonunun korunduğu, dava konusu parselin içinden geçen ana arterin uzunluğunun 85 metreden 210 metreye çıkarılmasıyla parsellerin bölünmesi sorununun çözüldüğü hususları dikkate alındığında, dava konusu nazım imar planının imar mevzuatına, planların kademeli birlikteliği ilkesine ve planlama bütünlüğüne, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Davacıların istinaf başvurusu yönünden, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine, müdahilin istinaf başvurusu yönünden ise müdahilin katıldığı tarafın lehine ve onun tezlerine uygun şekilde talepte bulunabileceği oysa müdahilin talebinin daha fazla yapılaşma hakkı isteyen davacıların talebi ile çeliştiği görüldüğünden, müdahil İzmit Orman İşletme Müdürlüğü'nce yapılan istinaf başvurusunun belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACILARIN İDDİALARI : Dava konusu Kocaeli … Çiftlik … sayılı gayrimenkul… Çiftliğinin orman parseli olduğu, çiftliğin işletiminde 3.000 dönüm özel orman bulunduğu, .. Çiftliği Marmara Bölgesinde ve Türkiye'de örnek bir tarım-orman çiftliği olan, çiftliğin arazilerinin Anayasa, Toprak Koruma kanunu ve Orman Kanuna göre koruma altına alınması gerektiği davalı idarenin yaptığı imar planı ile orman alanlarının imara açıldığı, orman arazilerinin imara açılmasının mümkün olmadığı, özel ormanlarda ayrıca maliklerin izni ile geçici yapı yapılabileceği, orman sınırları içerisinden 15 metre genişliğinde imar yolu geçirildiği ileri ileri sürülerek bölge idare mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.
DAVACI YANINDA MÜDAHİLİN TEMYİZ İDDİALARI: Dava konusu parselin … Özel Orman sınırları içinde kaldığı, TAKBİS kayıtlarından alınan verilere göre parselin koru niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların Kocaeli 1/25.000 ölçekli nazım imar planında orman alanında kaldığı ve 23.12.1 sayılı maddesinde orman alanlarının, "6831/3373 sayılı Orman Kanunu'na istinaden sınırları belirlenmiş alanlardır.” şeklinde tanımlandığı 0.3. sayılı Orman Alanları başlıklı maddesinde; bu plan ile orman alanı olarak belirlenmiş alanlarda tüm uygulamalar 6831/3373 sayılı Orman Kanunu ve bu Kanunu'nun ilgili Yönetmelikleri çerçevesinde yapılacağı, planda hangi kullanımda kaldığına bakılmaksızın orman mülkiyetinde olan ve Orman Genel Müdürlüğünce tahsis yapılan alanların Çevre ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınmak kaydı ile 1/50.000 ölçekli çevre düzeni ve 1/25.000 ölçekli nazım imar plan değişikliğine gerek kalmaksızın tahsis süresi dahilinde tahsis amacına uygun olarak kullanılabileceği, … Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve “İmar Paftalarına Orman Sınırlarının İşlenmesi Usul ve Esasları” konulu ... No'lu Tamiminin 4. maddesi'nin 2. bendi gereği hususi ve hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar imara konu edilemediğinden dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu, imar planı uygulama alanı içerisinde devlet veya özel orman alanlarının orman rumuzuyla imar paftalarına işlenmesi ve orman olarak gösterilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan Kartepe Planlama Bölgesi nazım imar planı revizyonuna karşı yapılan itirazların reddine dair Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının ... maddesinin iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasına, 19.07.2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle eklenen (c) bendinde, "Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz." hükmüne; 02.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6495 sayılı Kanun'un 73. maddesiyle eklenen (e) bendinde de, "Kamu kurum ve kuruluşları veya plan müellifleri; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından plana ilişkin görüşlerini alır. Kurum ve kuruluşlar, görüşlerini en geç otuz gün içerisinde bildirmek zorundadır. Görüş bildirilmesi için etüt ve analiz gibi uzun süreli çalışma yapılması gereken hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine otuz günü geçmemek üzere ilave süre verilir. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde plan hakkında olumsuz bir görüşün bulunmadığı kabul edilir." hükmüne yer verilmiştir.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17.maddesinin son iki fıkrasında, "Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları bakımevi ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden bedel alınmaz. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Bu alanlarda Devletçe yapılanların dışındaki her türlü bina ve tesisler iznin sona ermesi halinde eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Söz konusu tesisler Orman Genel Müdürlüğü veya Çevre ve Orman Bakanlığı ihtiyacında kullanılabilir veya kiraya verilmek suretiyle değerlendirilebilir. İzin amaç ve şartlarına uygun olarak faaliyet gösteren hak sahiplerinin izin süreleri; yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz yıla kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri uzatma süresi sonunda yapılır. Verilen izinler amaç dışında kullanılamaz.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen bina ve tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya hususi ormanlarda yapılmak istenmesi halinde de Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir." hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun Ek 9. maddesinin Ek 4. fıkrasında da, "Devlet ormanlarında, erişme kontrolü uygulanan karayollarındaki ulaştırma yapıları ve müştemilatı olan hizmet tesisleri ile bakım işletme tesislerine, karayolu sınır çizgisi içinde kalmak kaydıyla izin verilir. Devlet idareleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan, işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak yaptırılan ve işlettirilen bu tesislerden herhangi bir bedel alınmaz." hükmü yer almaktadır.
6831 sayılı Kanunun 52. maddesinde; "Ancak, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki hususi orman alanlarında bu Kanunun 17. maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını (%6) geçmemek üzere imar planlamasına uygun inşaat yapılabilir. İnşaatların yapılmasında orman alanlarının tabii vasıflarının korunmasına özen gösterilir."
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 28/2 maddesinde, "Karayolu güzergâh planları uyarınca, Devlet ormanları ile milli parklar kapsamındaki alanlarda, durumu ve sınıfına bakılmaksızın 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamındaki alanlarda, Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde, 3213 sayılı Kanun kapsamındaki yapı ve inşaat ham maddelerinin üretimine yönelik olarak gerekli olan sahalarda, karayolu sınır çizgisi içinde kalan ve karayolunun yapım, bakım ve onarım işlemleri için gerekli olan alanlar ile ham madde üretim izin alanları ve tesis alanları için ilgili mevzuatına göre alınması gereken izin ve işlemler Genel Müdürlüğün müracaatından itibaren, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından altmış gün içinde sonuçlandırılır. Bu izinler için 4342 sayılı Kanundan kaynaklanan ot bedeli hariç herhangi bir bedel ve teminat talep edilemez." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın Dairemizin E:2019/17723, E:2019/17721, E:2019/17717, E: 2019/17708, E:2019/17731, E:2019/16413, E:2019/16197 ve E:2019/16195 sayılı dosyaları ile birlikte incelenmesinden; davacıların maliki olduğu Kocaeli İli, Kartepe İlçesi, … Mahallesi, … parseli kapsayan alanda yapılan ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında söz konusu parselin "park alanı ve 15 m'lik imar yolu" kullanımlarında kaldığı,anılan planın 21/02/2016-21/03/2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan imar planının, bu süreçte davacıların herhangi bir itirazının bulunmadığı, askı süresi içerisinde yapılan itirazların Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile değerlendirilerek 21/11/2016-20/12/2016 tarihleri arasında tekrar askıya çıkartıldığı, davacı …'ın … Ormanı Mesul Müdürü sıfatıyla 12/12/2016 tarihinde dava konusu parseli de kapsayan alanda nazım imar planında yapılan düzenlemelerin kaldırılarak söz konusu bölgede revizyon öncesi şekline dönülmesi ve … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararının geçerli kılınması talebiyle yaptığı itiraza cevaben, dava konusu … tarih ve … sayılı Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla; "parsellerin bulunduğu bölgedeki zemin, doğal yapı ve eğim durumu da dikkate alınarak, kuzey ve güneyinden bölgeye hizmet edecek imar yollarının geçirilmesi suretiyle tadilen uygun görüldüğünün" bildirildiği, davacılar tarafından anılan kararda itirazlarının tadilen uygun görüldüğü bildirilmesine karşın konut alanlarının azaltılarak rekreasyon alanların arttırıldığı belirtilerek Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararının ... maddesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2709 sayılı T.C. Anayasasının 169. Maddesinde: "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Ormanların taşıdıkları büyük önemi ve ülkemizde orman örtüsünün sürekli yok edildiği gerçeğini gözönünde tutan Anayasa koyucu ormanların korunması ve geliştirilmesinin güvence altına alınabilmesi için ayrıntılı düzenlemeler yapma zorunluluğunu duymuştur.
Bu bağlamda, Anayasa'nın "Ormanların korunması ve geliştirilmesi" başlıklı 169. maddesinin ilk fıkrasında "Devlet, ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir", üçüncü fıkrasının ilk tümcesinde "Ormanlara zarar verebilecek hiç bir faaliyete izin verilemez" son fıkrasında da, fıkrada belirtilen ayrık durumlar dışında "orman sınırlarında daraltma yapılamaz" denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde de bu hükümlerle orman tahribatı dolayısıyla meydana gelecek olan erozyon ve sel tahribatına engel olmak, orman bütünlüğünü korumak, yeni orman alanları tesis etmek ve ormanları devletin gözetiminde bulundurarak tekniğe uygun verimli şekilde işletilmesini sağlamak amacı güdüldüğü belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, Anayasanın 169. maddesinde orman alanlarının korunması ve genişletilmesinin temel ilke olarak öngörüldüğü, bu koruma ve genişletme konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerekliliğinin ifade edildiği, diğer taraftan devlet ormanlarının mülkiyetinin devredilemeyeceği, ormana yönelik suçların af kapsamına alınamayacağı, bilim ve fen bakımından kesin olarak ortaya konulmadıkça orman sınırlarında daraltılma yapılamayacağı belirtilerek orman alanlarının korunması konusunda son derece katı ilkeler belirlenmiştir.
Ormanların, binlerce hektar arazide doğal olarak yetişen ağaçlarla birlikte, diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak, hava, su, ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu yansıtan ekosistemler oldukları kuşkusuzdur. Bu ekosistemlerin tapu kayıtlarına mülkiyet tesis edilmesi halinde özelliklerinde değişiklik göstermeyeceği tabiidir.
Anayasanın ilgili maddesinde özel orman alanlarına yönelik herhangi bir düzenleme öngörülmediği gibi kişilerin tapuda adlarına kayıtlı ve orman niteliğine sahip alanların varlığı kabul edilerek bu alanlara ayrıcalıklı hükümler getirilmemiştir.
Bu çerçevede, 6831 sayılı Orman Kanununun 52. maddesi değerlendirildiğinde, anılan maddede özel orman ayrımı yapıldığı ve bu özel orman alanlarına yönelik olarak kısıtlı da olsa yapılaşma imkanı tanındığı görülmektedir. 6831 sayılı Kanunun 52. maddesinin "Ancak, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki hususi orman alanlarında bu Kanunun 17 nci maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını (%6) geçmemek üzere imar planlamasına uygun inşaat yapılabilir. İnşaatların yapılmasında orman alanlarının tabii vasıflarının korunmasına özen gösterilir." düzenlemesi yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, dava konusu taşınmazın içerisinde yer aldığı alanın 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli imar planlarında özel orman lekesi içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın tamamının özel orman alanında kalması nedeniyle Bölge İdare Mahkemesince, öncelikle 6831 sayılı Orman Kanunu ve sair mevzuat çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bölge İdare Mahkemesince davacı ve müdahil arasında menfaat çekişmesi olduğu ifade edilmiş ise de davacının dava konusu plana ilişkin 12.12.2016 tarihli başvurusunda alanda konut alanının azaltılmasından kaynaklanan bir yakınmasının olmadığı, orman alanındaki yol belirlemesine itiraz ettiği, temyiz aşamasında ise hem müdahilin hem de davacının özel orman alanının yapılaşmaya açılmaması yönünde istemlerini dile getirdikleri anlaşıldığından gelinen aşamada menfaat çekişmesinden bahsedebilmek mümkün olmadığı, bu itibarla müdahilin itirazlarının da uyuşmazlıkta incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan müdahil … Orman İşletme Müdürlüğünün dosyaya ibraz ettiği … Genel Müdürlüğü'nün 26.09.2013 tarih ve “İmar Paftalarına Orman Sınırlarının İşlenmesi Usul ve Esasları” konulu 2013/2 No'lu Tamimin 4. maddesi'nin 2. bendi gereği, hususi ve hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar imara konu edilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Bahsi geçen Tamim'in 3. bendinde Kurumun imar planlarını takip edeceği Kurum görüşüne aykırı uygulama yapıldığında ilgili birimlere itiraz edileceği planın kesinleşmesi halinde süresi içerisinde idare mahkemelerinde dava açılarak itiraz edilen kısmın iptalinin sağlanacağı yükümlülüğü getirildiğinden … Orman İşletme Müdürlüğü'nün davacı yanında müdahil olarak yer almasında hem yasal zorunluluk hem de kamu yararı bulunduğu açıktır.
... İdare Mahkemesince karara dayanak alınan bilirkişi raporunda; dava konusu edilen … tarih ve … sayılı Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi kararı yerine değil, … tarih ve … sayılı belediye meclis kararıyla askı itirazlarının değerlendirilmesi suretiyle onaylanan planın incelendiğinden bahse konu bilirkişi raporunun karara dayanak olarak alınması mümkün değildir.
Diğer taraftan davacılardan …'ın … Ormanı Mesul Müdürü sıfatıyla 12/12/2016 tarihinde 1/5000 ölçekli nazım imar planına plana itiraz ettiği, itirazında 2007 tarihli plan kararlarına dönülmesinin istenildiği ancak karara dayanak alınan bilirkişi raporunda 2007 tarihli plan kararlarının, dava konusu 2017 tarihli plan kararları ile birlikte karşılaştırmalı olarak incelenmediği anlaşılmıştır.
Bunun yanı sıra dava konusu özel orman arazisinin "konut alanları" "park alanı" olarak belirlendiği anlaşıldığından, öncelikle orman alanında bu yapılaşmaların yer alabilmesi için ilgili kurum ve kuruluşların talebinin olup olmadığı, yapılaşma için gerekli izinlerin verilip verilmediği, 6831 sayılı Orman Kanununun 52. maddesindeki düzenleme çerçevesinde irdelenmelidir.
Bu nedenle, davacının ve müdahilin yukarıda sayılan tüm temyiz iddiaları dikkate alınarak, 2007 tarihli planların getirtilmesi, özel orman alanındaki yol, eğitim ve ticaret alanı olarak belirlemelerine ilişkin varsa talep ve izinlerin istenilmesi, özel orman arazilerinin ancak %6'sı yapılaşmaya açılabileceğinden ayrılan fonksiyonların arazinin ne kadarlık bir kısmını kapladığının tespiti için gerekirse uyuşmazlık konusunda uzmanların bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti ile birlikte dava konusu edilen … tarih ve … sayılı plan değişikliği yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden davanın reddi yolundaki bölge idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 12/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.