1. Hukuk Dairesi 2016/8404 E. , 2019/2755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan ..."dan kalan taşınmazların mirasçılar adına intikal ettirilmesi amacıyla mirasçılar arasında yer alan kardeşleri ... ile davalı ..."u vekil tayin ettiklerini, daha sonra ..."in öldüğünü, davalı ..."un taşınmazlarla ilgili bilgi vermemesi üzerine tapu müdürlüğünde yapmış oldukları araştırma neticesinde vekalet görevinin kötüye kullanılarak mirasçılar arasında taksim yapılmış gibi gösterilip tesciller yapıldıktan sonra dava konusu taşınmazların tamamının muvazaalı olarak davalı ..."a aktarıldığını, ..."un da ... no’lu parseli diğer davalı ..."ye muvazaalı olarak devrettiğini, öte yandan ... no’lu parselin de açılan ortaklığın giderilmesi davasında dava dışı kişiye satıldığı halde kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek halen davalı ... adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 110/392 payının, ... ada ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların tamamının, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 280/576 payının, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 26/447 payının miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, olmadığı taktirde şimdilik 40.000 TL’nin faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsilini, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 372/510 payının ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışı nedeniyle şimdilik miras paylarına isabet eden 51.267,22 TL’nin faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsilini; birleştirilen davada ... mirasçıları dışındaki davacılar, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 23.02.2010 asıl dava tarihi itibariyle tespit edilen değerinin 161.200 TL olup miras paylarına isabet eden 120.900 TL’den asıl dava ile istenen 40.000 TL’nin mahsubu ile bakiye 80.900 TL tazminatın asıl dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsilini; 02.10.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava konusu ... parsel
sayılı taşınmazın birleştirilen dava tarihi itibariyle değerinin 403.000 TL olarak saptandığını, bu değerden ... mirasçıları hariç diğer davacıların payına isabet eden değerin 302.250 TL olup asıl dava ile istenen 40.000 TL ile birleştirilen ek davada istenen 80.900 TL’nin mahsubu ile talebin 181.350 TL daha arttırarak birleştirilen ek davanın ıslahı ile toplam 302.250 Tl tazminatın ödenmesini istemişlerdir.
Davalı ..., kardeşlerinden ... ve ...’ün ölümleri üzerine mirasçılarının acele olarak paylarını istediklerini, kısa bir süre beklemelerini, iyileştiğinde herkesin hakkını vereceğini bildirdiği halde eldeki davanın açıldığını, bir kısım davacının mirasbırakanı ... adına kayıtlı ... ve ... parsel sayılı taşınmazları bedeli mukabilinde satın aldığını, isteğin zamanaşımına uğradığını, asıl ve ek dava arasında derdestlik olduğunu; davalı ..., dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı öncesinde tanımadığı davalı ...’dan 04.06.2009 tarihinde 75.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedelini ödediğine dair banka dekontu bulunduğunu, iyiniyetli olup TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...Hemen belirtmek gerekir ki; davalı ..."in davalı ... ve vekâletname ile işlem yapan bir kısım davacıların miras bırakanı olan ... ile el ve işbirliği içinde hareket ettiğinin ve kötüniyetli olduğunun ortaya konulamadığı gözetilerek bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, kök muristen intikal eden taşınmazların taksim ve devir işlemlerini ..."in kendi adına asaleten ve ... haricindeki mirasçılar adına vekaleten gerçekleştirdiği dikkate alındığında ..."in mirasçıları olan davacılardan ..., ..., ..., ... ve ..."ın halefiyet ilkesi gereği açtıkları eldeki dava dinlenemeyeceğine göre bu davacılar yönünden de davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Öte yandan; keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmal edilmediğinden dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğrudur. Davacılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları ile davalı ..."un tüm temyiz itirazları yerinde yerinde değildir. Reddine. Davacılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;.. Somut olaya gelince; kök miras bırakandan intikal eden taşınmazlarla ilgili işlemlerin takibi konusunda mirasçılardan ... ile davalı ..."un vekil olarak görevlendirildikleri, davalı ..."un bizzat, vekil ..."in ise kendi adına asaleten ve diğer mirasçılar adına vekaleten hareket ederek rızai taksim neticesinde taşınmazların büyük bir çoğunluğunun davalı ..."a devrinin sağlandığı, vekil ..."in taksimde kendi adına tescil ettirdiği 2 parça yer ile diğer mirasçılar adına tescil ettirdiği 1 parça yeri de yine davalı ..."a satış göstermek suretiyle aktardığı, böylece taşınmazların tamamına davalı ..."un malik olduğu tartışmasızdır. Her ne kadar düzenlenen vekaletnamelerde taksim ve satış yapma konularında yetki mevcut ise de vekilin bu yetkilerini kullanırken vekil edenin yararına hareket etmesi ve zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında bulunduğu kuşkusuzdur. Kaldı ki davalı ... taksim ve sonradan gerçekleştirilen temliklerin diğer mirasçıların talimatları ve bilgileri dahilinde gerçekleştirildiğini iddia etmediği gibi, savunmasında, dava açılmadan önce kendisini arayan davacı mirasçılara yapılan masrafları paylaştırdıktan sonra herkesin hakkını vereceğini söylediğini beyan etmesi karşısında yargılamadan önce ölen vekil ..."in davalı ... ile el ve işbirliği içinde hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandığı sonucuna ulaşılmaktadır. Hal böyle olunca, vekil ..."in mirasçıları olan ..., ..., ..., ... ve ... haricindeki davacılar yönünden çekişme konusu ... ada ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili iptal ve tescil
isteğinin kabulüne, ... ada ... ve ... nolu parseller yönünden ise tazminat isteklerinin değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... mirasçıları olan davacılar ve davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin önceki hükmün kesinleştiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,... mirasçıları dışındaki davacıların dava konusu ... Ada ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili iptal tescil isteğinin kabulüne, dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, bir kısım davacı ile davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Bir kısım davacı ile davalı ..."ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan, 2.746.28. TL. bakiye onama harcınında temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.