Nitelikli dolandırıcılık değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11543 Esas 2021/2750 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11543
Karar No: 2021/2750
Karar Tarihi: 11.03.2021

Nitelikli dolandırıcılık değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11543 Esas 2021/2750 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz edildiğini ve yapılan incelemeler sonucunda dosyanın \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi. Bu nedenle hüküm bozuldu. Sanığın suçu, TCK'nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan \"Basit güveni kötüye kullanma\" suçundandır ve cezası altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. 5271 sayılı CMK'nın 251/1. maddesi gereği, asliye ceza mahkemesinde iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulü uygulanabilir. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile \"kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü\" yönünden anayasaya aykırılık tespit edilmiştir. CMK'nın 251/3. maddesi gereği, basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. Bu nedenle dosyanın yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: TCK'nın 155/1, 62/1 ve 52/2-4, 5271 sayılı CMK'nın 251/1 ve 253-254, 7188 sayılı Kanun'un 24 ve 31. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
15. Ceza Dairesi         2020/11543 E.  ,  2021/2750 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma)
    HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 62/1 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    14/02/1934 tarih, 47/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/04/2007 tarih ve 2007/8-78 E., 2007/85 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, adli tatil içerisinde yapılan tebliğlerde, temyiz süresinin adli tatilin bitiminden itibaren işlemeye başlayacağı, sanığın yokluğunda verilip, adli tatil içerisinde 27/07/2020 tarihinde kendisine tebliğ olunan hükmü, adli tatil bitmeden yasal süresi içerisinde 07/08/2020 tarihinde temyiz ettiği ve sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan “Basit güveni kötüye kullanma” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nın 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.