22. Hukuk Dairesi 2019/7847 E. , 2019/21482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirket bünyesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi, çalışma şartlarının ağırlığı ve mobing nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının başka bir iş bulduğu için işten ayrıldığını, işyerinde üçlü vardiya sistemi ile çalışıldığının ikrar edildiğini, istinai nitelikteki fazla çalışmaların onay ve süre çizelgesinde gösterildiğini, çizelgeye uygun olarak fazla çalışma ücreti ödendiğini, kayıtlara göre de davacının fazla çalışma ücreti bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla çalışma iddiasında bulunmuş ise de, belgeleri yıl bazında fazla çalışmaları kabul eder şekilde imzaladığı, gerçek ücretinin bordrolarına yansıtılmış olduğu, tanık beyanlarının davacının beyanlarını kuşkulu hale getirdiği gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyada davalı tarafın sunduğu giriş çıkış kayıtları, haftalık ve aylık vardiya çizelgeleri, fazla mesai onayı ile aylık fazla çalışma saatlerini gösteren çizelgeler ve yine davalının sunduğu imzalı bordrolar bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, söz konusu kayıtlar üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan “işçinin imzasını içeren yazılı delillerin varlığı halinde tanık deliline itibar edilemez. Bunun dışında davacı örneğin tüm hafta 23.00-08.00 vardiyasında çalışmış da değildir. Vardiyaları gün be gün değişmiştir. Bu çalışmalar haftalık 45 saate göre düzenlenmiş fazla çalışmalar ise buna göre bordrolaştırılarak ödenmiştir.” açıklaması ile yetinilmiş, Mahkemece yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Yazılı kayıtların varlığı karşısında, tanık anlatımına itibar edilerek sonuca gidilemeyeceğinin kabulü isabetlidir. Ancak Dairemiz uygulamasına göre, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı geçerli bir yazılı delille ispatlayabileceği kabul edilmektedir. Bu halde, davalı işverence sunulan yazılı kayıtlar detaylı olarak incelenmeli ve özellikle giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar ile diğer yazılı kayıtlar denetime elverişli biçimde karşılaştırılmalıdır. Yazılı kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının imzalı bordrolarda tahakkuk eden fazla çalışma ücretini aşan miktarda fazla çalışma ücretine hak kazandığının belirlenmesi halinde, bordroda tahakkuk eden fazla çalışma ücretinin mahsubu suretiyle hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece, eksik inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı sebeple feshedilip feshedilmediği bir diğer uyuşmazlık konusudur.Somut olayda, davalı taraf davacının 01/02/2014 tarihinde başka iş bulduğu için istifa ettiği ancak istifa dilekçesi yazmayacağını beyan ettiğine dair tutanak sunmuş, ancak söz konusu tutanakta tanıklarını tanık olarak dinletmemiştir. Davacı taraf ise 03/02/2014 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini fazla çalışma ücretinin ödenmediği gerekçesiyle haklı sebeple feshettiğini bildirmiştir. Mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının bir başka işyerinde iş bulması sebebiyle işten ayrıldığı sonucuna varılmış ise de, davacı taraf gerek 03/02/2014 tarihli ihtarnamede gerekse dava dilekçesinde haklı fesih iddiasında bulunmuştur. Mahkemece bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsizdir. Bu itibarla öncelikle bozma kararının birinci bendinde belirtilen yönlerden gerekli araştırma yapılmalı, davacının fazla çalışma yaptığı ve ücretinin ödenmediğinin belirlenmesi halinde, haklı fesih iddiasının ispat edildiği dikkate alınarak kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır. Haklı fesih iddiasının ispat edilemediği sonucuna varıldığı takdirde ise şimdi olduğu gibi kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı hukuki gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.