14. Hukuk Dairesi 2016/18705 E. , 2018/1938 K.
"İçtihat Metni"...
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.04.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaşı olduğu 22 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşının payını 01.09.2010 tarihinde, 26 ve 34 parsel sayılı taşınmazların dava dışı paydaşlarının da paylarını 31.12.2010 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiklerini, satışa ilişkin bildirim yapılmadığını ileri sürerek önalım nedeniyle payların adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen dosya davacısı ...... 22 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını 07.07.2010 tarihinde, satış yoluyla davalıya devrettiklerini, satışa ilişkin bildirim yapılmadığını ileri sürerek önalım nedeniyle payların adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazda fiili taksim bulunup, kullanılan alanların zeminde belli olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince hükmün temyizi üzerine Dairemizce "Somut uyuşmazlıkta, 22, 26 ve 34 parsel sayılı taşınmazlarda davacı, davalı ve dava dışı üçüncü kişiler paydaştır. Dava dışı paydaş Emre Şeyhismailoğlu davalının 22 parsel sayılı taşınmazda edindiği pay nedeniyle....Mahkemesinin 2011/1424 Esasında kayıtlı davayı açmıştır. 11.06.1947 günlü 1947/5-18 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere önalım hakkından, dava açan paydaş sayısınca pay oranı dikkate alınmaksızın eşit olarak faydalanacaklardır. Bu nedenle, görülmekte olan davada ve dava dışı ......’ın açtığı davada verilecek hüküm sonuçları birbirini etkileyecektir. Dolayısıyla, anılan davalar arasında dava konusu ve taraf yönünden bağlantı bulunduğundan birleştirilerek görülmesi gerekir. Gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak dava dosyaları birleştirilmiş ve davacıların davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2) Dava konusu 22 parsel sayılı taşınmazın davalıya 07.07.2010 tarih ve 01.09.2010 tarihli iki ayrı satış senediyle satışının yapıldığı, davalının tapuya tescil edilen payının bu iki satıştan elde edilen payların toplamı olduğu, davacı ..."nın 07.07.2010 tarihli satışa karşı, davacı ..."ın ise 01.09.2010 tarihli satışa karşı önalım haklarını kullanmak için dava açtıkları anlaşılmaktadır. 01.09.2010 tarihli satış senedinde davalıya 1777891440/790732800000 pay satışı yapıldığı halde davacı ... adına, infazda tereddüte neden olacak şekilde 22 parsel sayılı taşınmazda davalının adına kayıtlı (önceki tarihli satıştan elde ettiği payın da eklendiği) 1049117641/3624192000 payın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece davacı ... tarafından iptali istenen 01.09.2010 tarihli satış senedinde belirtilen orandaki payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüte neden olacak şekilde davalı üzerindeki tüm payın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi