22. Hukuk Dairesi 2016/23399 E. , 2019/21481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan .... (Şirket Yetkilisi ...) vekili tarafından temyiz edilmiş ve davacı vekili tarafından duruşma talep edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait yatta 24.05.2011-31.10.2011 ve 09.06.2012-10.11.2012 tarihleri arasında hostes olarak çalıştığını, bu tarihler arasında haftanın 7 günü genel tatil günleri de dahil olmak üzere çalıştığını, fazla çalışma ücretleri ile genel tatil günü ücretlerinin ödenmediğini, aylık ücretinin 2.000,00 TL net olmasına rağmen kayıtlarda asgari ücret olarak gösterildiğini, 09.06.2012-10.11.2012 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin ücret alacaklarının tamamının ödenmediğini, 24.05.2011-31.10.2011 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin olarak ise 4 aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı, fazla çalışma alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalıya ait teknede hostes olarak çalışmadığını, kendi nam ve hesabına masöz olarak faaliyet gösterdiğini, davacının davalı teknede hizmet verirken aynı anda başka teknelerde de hizmet verdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ücret alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinin kısmen kabulüne, fazla çalışma ücreti talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece “Yeterli sayıda tanık dinlenilmiş olduğundan, tarafların tanık listesinde bulunan ve dinlenilmeyen diğer tanıkların dinletilme taleplerinin reddine, talimat yazılan tanık ..."ın 01/10/2015 tarihli talimat dosyası duruşmasında beyanının alınması halinde beyanına ilişkin duruşma tutanağının uyap üzerinden dosya içerisine alınmasına, tanığın bu tarihte beyanının alınmaması halinde dinlenilmesinden vazgeçilmesine, “ dair karar verilmiş ise de, dinlenen tanıkların anlatımının uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca taraflarca tanık dinletilmesinden vazgeçilmediği dikkate alındığında, mahkemece tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine yönelik karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2-Davacı dava dilekçesinde günlük çalışma düzenine yönelik herhangi bir iddia ileri sürmeden, teknenin denizde olduğu sürede haftada 7 gün gece gündüz çalıştığını, sabah erken saatten gece geç saate kadar çalıştığını bildirmiştir. Davacı tanıkları ise davacının yatta temizlik servis ütü vb gibi her işi yaptığını, sabah 07.30-08.00’de başladığını ancak işin bitiş saatinin belli olmadığını, geç saatlere kadar çalıştığını ifade etmiştir. Mahkemece, davacının işe başlama saatinin belirlenebildiği ancak tanıkların işin bitiş saati ile ilgili bir beyanı bulunmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Bozma kararının birinci bendinde de belirtildiği gibi, dinlenen tanık anlatımlarının çalışma düzeninin açıklığa kavuşturulmasına yönelik anlatımının yeterli olmadığı dikkate alındığında tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesi yerinde değildir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahkemece bu yükümlülüğe uygun olarak tanıklara soru yöneltilmesi ve tanıkların davacının çalışma düzenine ilişkin bilgi sahibi olup olmadıklarının tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.Bu itibarla bozma kararının birinci bendine göre dinlenmeyen tanıklar dinlenilmeli, açıklanan yönlerden gerekli araştırma ve inceleme yapılmalı, ayrıca davacının dava dilekçesindeki beyanları dikkate alınarak, geminin seferde olduğu dönem ile sınırlı olmak üzere davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacı aylık ücretinin net 2.000,00 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı ise davacının (iş sözleşmesi ile çalıştığı kabul edilse dahi) asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece Deniz Ticaret Odasının yazısına göre gerçek ücretin 24.05.2011-31.10.2011 tarihleri arasında 1.000,00 TL, 09.06.2011-10.11.2012 tarihleri arasında 1.200,00 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları aylık ücret miktarına yönelik olarak beyanda bulunmamıştır. Emsal ücret araştırması yetersizdir. Dosyada kapsamında ücret miktarına dair dair yazılı belge yoktur. Hal böyle olunca ücret miktarı konusunda eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu sebeple, bozma kararının 1 numaralı bendine göre, dinlenmeyen davacı tanığı dinlenilmeli, tanığın anlatımına göre yeniden emsal ücret araştırması yapılıp yapılmayacağı yönünde değerlendirme yapıldıktan sonra, oluşacak sonuca göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte incelenerek gerçek ücret miktarı belirlenmelidir.
4-Mahkemece gerekçeli kararın hesaplama bölümünde davacının 8.840,00 TL alacağı bulunduğu belirtilmiş ise de, hükümde “Davacının net 16.000,00 TL maaş ücreti alacak talebinin, 7.840,00 TL sinin kabulüne, kalan 8.160,00 TL sinin reddine,” dair hüküm kurulmak suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. Gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması bozma sebebi olup, kararın öncelikle bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre ise, davacının ücreti Mahkemece resen hesaplanarak sonuç itibariyle 7.840 TL ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı taraf, işverene keşide ettiği ihtarnamede, tarafların aylık ücretin 2.000,00 TL olması noktasında anlaştığını, ihtarname tarihine kadar sadece 4.000,00 TL ödendiğini beyan ederek ücret alacağının ödenmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde ise, 2011 yılının Ağustos Eylül Ekim ayları ile 2012 yılının Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim aylarına ait ücret alacağı olarak 16.000,00 TL talep etmiştir. Mahkemece davacının 5 ay 7 günlük ilk dönem çalışma süresindeki ücreti 1.000,00 TL, 5 ay 1 günlük ikinci dönem çalışma süresindeki ücreti 1200 TL olarak kabul edilmiştir. Bu kabul şekli ile davacının ihtarnamedeki (4.000,00 TL ödendiğine yönelik) beyanı dikkate alındığında, mahkemece resen yapılan hesaplama hatalı olmaktadır. Kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.