
Esas No: 2015/11807
Karar No: 2017/4370
Karar Tarihi: 22.06.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/11807 Esas 2017/4370 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar etkilisi ve yazar sıfatıyla) ve ... aleyhine 30/06/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili,7/01/2014 tarihli sayısı ve internet sitesinde yer alan aşlıklı yazısı ile ... imzalı " başlıklı yazılarda müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, . maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
./..
-2-
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Dosya içeriğindeki dava konusu yayında kullanılan ifadelerin toplumun bilgi edinme ve basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, kamu oyunun bilgilendirilmesi niteliğinde olduğu, davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı, ayrıca yayın nedeniyle maddi zarardan da bahsedilemeyeceği sonucuna varılarak istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.