Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1343
Karar No: 2019/2741
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1343 Esas 2019/2741 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/1343 E.  ,  2019/2741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel- elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ..., davalı ... ve katılma yolu ile davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil,olmadığı takdirde bedel, karşı dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
    Davacı, yurt dışında çalışması nedeni ile Türkiye"deki işlerini takip etmesi için davalı ağabeyinin oğlu olan ..."ya yetki verdiğini, ancak bilgisi dışında vekalet görevini kötüye kullanarak ... ada ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 9 numaralı bağımsız bölümü birlikte çalıştığı diğer davalı ...’ya Tekfenbank A.Ş.’den kredi almak için temlik ettiğini, onun da taşınmazı diğer davalı ...’ye devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescile,olmazsa bedelin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., davacının devirden haberi olduğunu, satış bedeli olan 60.000,00TL’yi banka hesabına gönderdiğini, davalı ... taşınmazın bedelini nakit olarak davalı ...’a ödediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı ..., asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise taşınmazın halen davacı tarafından kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 9.600,00TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, kayıt malikinin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile 83.700TL tazminata, elatmanın önlemesi ile 8.787,40TL ecrimisile karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... 6.Noterliğinin 05.04.2006 tarih ve 7648 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacı ...’in davalı ...’i vekil olarak tayin ettiği, vekilin davacının maliki olduğu çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli 9 nolu bağımsız bölümü 08.01.2008 tarihinde davalılardan ...’a satış yolu ile temlik ettiği, davalı ...’nın ise 18.11.2008 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...’ya devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet akdini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz 08.01.2008 tarihinde davacının elinden çıkmış, davalı ... 18.11.2008 tarihinde söz konusu taşınmaza malik olmuştur. Ancak halen dava konusu 9 nolu bağımsız bölümde davacı ... tasarruf etmeyi sürdürmektedir. Mahkemece dinlenen tanıklardan ...; davalı ... ile diğer davalı ... arasında iş ilişkisi olduğunu, ...’un ...’ye borcu bulunduğunu, bu nedenle 9 nolu bağımsız bölümün devredildiğini bildirmiş, ...’de malik olduktan sonra burada oturan davacıya karşı dairenin boşaltılması konusunda herhangi bir yasal girişimde bulunmamış,ancak tapu iptali ve tescil davası açıldıktan sonra elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir. Davalı ... tarafından davalı ...’ya yapılan satış işleminin vekalet görevinin kötüye kullanılması yolu ile gerçekleştiği hususu esasen mahkemenin de kabulündedir. Yukarıda açıklanan olgular nedeniyle de diğer davalı ...’nin de iyiniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bedele hükmedilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde bedeli sadece davalı ...’dan istediğine göre, davalılar ... ve ...’dan tahsiline karar verilmesi de isabetsizdir.
    Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden taraflara geri verilmesine 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi