10. Hukuk Dairesi 2018/5394 E. , 2019/1494 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya gelir bağlandığı, gelir bağlama tablosunda ise 92. maddeye yer verildiği görülmektedir. Kurumun, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödeyemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi uyarınca yarıya indirildiğinin anlaşılması karşısında, gelirin başladığı tarih itibariyle %50 üzerinden hesaplanması ve gelirin %50’ye düştüğü tarihe kadarki dönemde fazladan yapılan %50 oranındaki ödemenin de tazmini gereken değere eklenmesi gerekeceği ve bu şekilde belirlenen tutarın her halde 92. madde uygulanmaksızın belirlenen gelirin ilk peşin sermaye değerini geçemeyeceği gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi ve özellikle hak sahibi Mehmet’in gelirden çıkmış olması karşısında bu hak sahibine yapılan fiili ödemenin esas alınması gerekirken bu hususlara riayet edilmeden hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak özellikle davaya konu kazayla ilgili maddi olgu doğru belirlenerek, olayın niteliği, davalıların ve dava dışı tarafların olay anındaki sıfatları ve olaya etkileri araştırılarak, olayla ilgili ceza ve tazminat dava dosyaları ve bu davalardaki raporlar celbedilip, olayın nasıl gerçekleştiğiyle, tarafların kusur oranlarının ayrıntılı olarak değerlendirilebilmesi ve bilhassa ceza dava dosyasıyla çelişkilerin giderilmesi için, uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi de bozmayı gerektirir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.