15. Ceza Dairesi Esas No: 2020/8285 Karar No: 2020/10999 Karar Tarihi: 03.11.2020
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/8285 Esas 2020/10999 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyeti TCK’nın 155/2, 62, 50, 52. maddeleri gereği yapılmıştır. Ancak, hükümden sonra 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değiştirilen 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmadan önce hüküm verilememektedir. Bu nedenle, sanığın hükümden sonra uzlaştırma işlemleri sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple, Sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm bozulmuştur. Mahkeme kararında geçen kanun maddeleri şunlardır: TCK 155/2, 62, 50, 52 ve CMK 253 ve 254.
15. Ceza Dairesi 2020/8285 E. , 2020/10999 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 50, 52. maddeleri gereği mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa yüklenen ve 5237 Sayılı TCK"nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, hükümden sonra 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 03/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ;
1136 sayılı Kanunun 35/1 ve 35/A maddelerinde yazılı ve münhasıran avukatlar tarafından yapılabilecek iş ve işlemler ile uzlaştırma işlemi ve Barolar ile Türkiye Barolar Birliğinin organlarında ifa ettikleri görevleri yönünden avukatların kamu görevlisi olduklarında kuşku bulunmadığı, 5237 sayılı TCK"nın 5. maddesinin 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle anılan Kanun"un genel hükümlerine aykırı olan sınırlayıcı nitelikteki Avukatlık Yasası"nın 62. maddesinin özel nitelikteki görevi kötüye kullanma suçları açısından zımnen ilga edilmiş sayılmasının gerektiği ve TCK"nın 247. maddesine göre zimmete geçirilen malın devlete veya özel kişilere ait olmasının suçun oluşması bakımından öneminin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; Suç tarihinde Edirne Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanık avukat ..."in katılanlar ..., ... ve ...’ın vekilleri sıfatıyla yürüttüğü tazminat davasında, Edirne Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 22/03/2010 tarihli 2006/21 Esas, 2010/73 sayılı kararına istinaden, Edirne 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1032 sayılı dosyası üzerinden borçlular .... ve .... Sigorta haklarında başlattığı takip sırasında haricen tahsil edilen ve tahsil edildiğini icra dosyasına 25/05/2011 tarihinde beyan ettiği 10,000 TL’yi müvekkillerine vermeyip uhdesinde tuttuğu, şeklinde sübut bulan eyleminin TCK 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunu oluşturacağı bu nedenle hükmün sanığın ceza miktarı ititbariyle kazanılmış hakkı gözetilmek suretiyle bozulması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma olarak nitelendiren mahkemenin kararının uzlaşma hükümleri uygulanması gerektiğinden bahisle bozmaya ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmemekteyim.