Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1491
Karar No: 2019/2008
Karar Tarihi: 25.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1491 Esas 2019/2008 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1491 E.  ,  2019/2008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından talep edilmiş, davalılar ... ve ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.02.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ... ve ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı borçlu ... ve ... Tekstil Madencilik Gıda Mobilya İnşaat İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. adlarına kayıtlı iken dava konusu taşınmazlar müvekkili bankadan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak diğer davalılara devredildiğinden, İİK"nun 277. ve devam eden maddeleri gereği bu işlemlerle ilgili tasarrufların iptalini, müvekkili bankanın alacaklı bulunduğu ... 18. İcra Müdürlüğünün 2008/4353 sayılı dosyasından kaynaklanan alacağından dolayı taşınmazların cebri icra yolu ile satılmaları için İİK"nun 283. maddesi gereğince yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; aciz vesikasına bağlanan bir alacağın bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ve ... vekili; müvekkilleri ile diğer davalılar arasındaki alakasızlık, diğer davalıları tanımama, müvekkili ..."ın emlakçı olması, diğer müvekkili Necla"nın ise burayı emlakçı ..."tan ikamet maksatlı satın alan sade bir vatandaş olması gerçekleri karşısında haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin ne davacı bankadan çekilen kredilerden ne de şirketin borçlanmalarından ve Fatma Gül"ün bu kredilere kefil olduğundan haberdar olmadığı, aksine işlerini genişletmekte olduklarından mali durumun çok iyi olduğunu düşündüğünü beyanla davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacının ... 18.İcra Müdürlüğü"nün 2008/4353 takip dosyasındaki alacağını tahsil etmek ve bu alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere 1027 ada 19 parselde kayıtlı 3,4,5,6 nolu taşınmazların davalı... Bilgisayar Ticaret Ltd.Şti tarafından davalı ..."ye satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı bankaya icra dosyasındaki alacağını tahsil edebilmesi için cebri icra yetkisi tanınmasına, davalı ..."a ait 6128 ada 10 parselde kayıtlı 21 nolu taşınmazın diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı bankaya icra dosyasındaki alacağını tahsil edebilmesi için cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... ve Necla vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin 3 nolu bendin kapsamı dışındaki, davalı ... vekilinin ise 2 ve 3 nolu bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
    Somut olayda, dava konusu taşınmazlardan; ... ... 3, Üçkuyular mah. 6128 ada, 10 parselde kayıtlı 21 nolu meskenin davalı borçlu ... tarafından 25/02/2008 tarihinde davalı 3.kişi ..."a, davalı ... tarafından 03/03/2008 tarihinde davalı 4.kişi ..."e, davalı ... tarafından 07/03/2008 tarihinde davalı 5.kişi ..."e, davalı ... tarafından da 21/03/2008 tarihinde davalı 6.kişi ..."e satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi konumundaki ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark gerekçesi yeterli ise de dördüncü kişi, beşinci ve altıncı kişi konumundaki davalılar yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir. Bu nedenle bu kişiler yönünden mahkemenin ivazlar arası fahiş fark gerekçesi yerinde değildir. Tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için dördüncü, beşinci ve altıncı kişilerin kötüniyetlerinin ispatlanması gerekir. Mahkemece; davalılardan üçüncü kişi ..."ın şirket çalışanı olma ötesinde şirket sahipleri ile aile dostlukları olduğunu kendisinin beyan ettiği, davalılardan ..."ın şirketinde çalıştığı, davalı dördüncü kişi ...’in babasının emlakçı olduğu, davalılardan ... hakkında davacı bankanın kredi kartı borçlusu olduğundan hakkında ... 6. İcra Müdürlüğıünün 2006/7021 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve borç kapanmadığı halde davalı ..."in dava konusu taşınmazı satın almasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, davalı ...’in emlakçı olduğu emlakçı olarak bedelini bildiği bir taşınmazı düşük bir fiyatta alıp kısa zaman içinde hiç kar etmeden diğer davalı ..."e satmış olmasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ..."e devrolunan taşınmaz adresinin 1185 sokak, Kat 4 Daire 21 Üçkuyular ... olduğu, davalı borçlu ile adresinin aynı olup aynı binada oturduğu gerekçesiyle tüm davalılar yönünden kötüniyetin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak; temyiz eden davalı ... yönünden yapılan incelemede mahkemece her ne kadar davalı 5.kişi ...’in emlakçı olarak bedelini bildiği bir taşınmazı düşük bir fiyatta alıp kısa zaman içinde hiç kar etmeden diğer davalı ...’e satışı hayatın olağan akışına uygun görülmemişse de; mahkemenin bu gerekçesi davalı ...’ın kötüniyetini ispat için yeterli değildir. Bu nedenle; davanın davalı ... yönünden reddi ve İİK’nun 283.maddesi gereğince davalı (temyiz etmediğinden)Arzu Bademin"in taşınmazı elinden çıkardığı 07/03/2008 tarihindeki değeri oranında (tahsilde tekerrür olmamak üzere) tazminatla sorumlu tutulması ve taşınmaz hala davalı 6.kişi Necla adına kayıtlı olduğundan ve davalı ...’nın temyiz gerekçeleri yerinde görülmeyip temyiz talebinin reddine karar verildiğinden sözü edilen taşınmaz üzerinde davacı alacaklıya icra takibine konu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere cebri icra yetkisi tanınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    3-Borçlular tarafından ayrı kişilere satılan taşınmazlar için satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgesindeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabı yapılmadan yazılı şekilde yargılama gideri belirlenmesi de yanlıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin 3 nolu bendin kapsamı dışındaki, davalı ... vekilinin ise 2 ve 3 nolu bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."e geri verilmesine 25/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi