7. Ceza Dairesi Esas No: 2018/13561 Karar No: 2021/3739 Karar Tarihi: 10.03.2021
5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/13561 Esas 2021/3739 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hüküm temyiz edildi. Hükümde, sanığın savunma hakkının kısıtlanması ve CMK'nun belirtilen sürelere uyulmaması gibi hukuka aykırı durumlar tespit edildi. Mahkeme sanık hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçu kapsamında cezalandırılması istemiyle dava açıldığını belirtti ve yargılama sürecinde yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin yerel mahkemeye ait olduğuna karar verdi. Kararda, 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10 maddeleri ve fıkraları, 7. madde, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasaya eklenen 61. madde ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenleme ve yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesi gibi kanun maddeleri yer almaktadır.
7. Ceza Dairesi 2018/13561 E. , 2021/3739 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; CMK"nun 176/1. maddesine göre "İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur (...) yine CMK"nun 176/4. maddesi gereğince "".. çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği düzenlenmiş olup, CMK"nun 190/2. maddesi gereğince, 176. maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğunun sanığa hatırlatılması gerekmesine rağmen iddianame tebliğ edilmeyen sanığın yukarıda belirtilen hükümlere aykırı şekilde savunması alınmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Kabule göre; 1-Sanık hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açıldığı anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK"nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5607 sayılı Yasanın 3/18- son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5., 3/10. madde ve fıkrası gereğince mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.