Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/3942
Karar No: 2022/3092
Karar Tarihi: 16.05.2022

Danıştay 4. Daire 2018/3942 Esas 2022/3092 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/3942 E.  ,  2022/3092 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/3942
    Karar No : 2022/3092

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    (... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin .. tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, asıl borçlu ... Uluslararası Nakliyat ve Gümrükleme Ticaret Anonim Şirketi'ne ait borçların tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... ,...,...,...,...,...,... ve ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; dava konusu ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğindeki 1999/4-6 dönemine ilişkin amme borcunun asıl borçlu şirketten istenmesine ilişkin ödeme emrinin ara kararlara rağmen şirkete tebliğine ilişkin alındının dosyaya ibraz edilmediği ve amme borcunun şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleştiği davalı idare tarafından ispatlanamadığından ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ... sayılı ödeme emri bakımından; 19/01/2017 tarihi ara kararına cevaben davalı idare tarafından ibraz edilen belgelerden ödeme emrinin takipten kaldırıldığı görüldüğünden, bu kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğinde bulunan ... ,...,...,...,... takip dosya numaralı amme borçlarının asıl amme borçlusu şirketten tahsil edilmiş olduğu görüldüğünden, bu kısımların mükerrer olarak davacıdan istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emri içeriğindeki 2004,2005,2006,2007,2008 dönemlerine ilişkin usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını ihtiva eden amme borçlarının şirketten vergi/ceza ihbarnamesinin 28/12/2009 tarihinde ilanen tebliği suretiyle istendiği, diğer 2010 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin amme borçlarının ise beyana istinaden tahakkuk ettiği, ödeme yapılmaması ve dava açılmaması üzerine kesinleşen amme borçlarının 28/04/2011 tarihli dilekçeye istinaden 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yine ödeme yapılmaması üzerine şirketin bankalar, tapu, motorlu araç kayıtları yönünden yapılan malvarlığı araştırması neticesinde malvarlığının bulunmadığının anlaşılması üzerine tahsil edilemeyen amme borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğinde bulunan ...,... ,... ...... ...,...,...,...,...,...,...,... ,... ,... ........ ... ,... takip dosya numaralı amme borçlarının tahsil edilmiş olduğu görüldüğünden, bu kısımların mükerrer olarak davacıdan istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emri içeriğindeki 2006,2007,2008 dönemlerine ilişkin özel usulsüzlük cezalarını ihtiva eden amme borçlarının şirketten vergi/ceza ihbarnamesinin 27/12/2010 tarihinde ilanen tebliği suretiyle istendiği, ödeme yapılmaması ve dava açılmaması üzerine kesinleşen amme borçlarının 28/04/2011 tarihli dilekçeye istinaden 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yine ödeme yapılmaması üzerine şirketin bankalar, tapu, motorlu araç kayıtları yönünden yapılan malvarlığı araştırması neticesinde malvarlığının bulunmadığının anlaşılması üzerine tahsil edilemeyen amme borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğinde bulunan 2008,2009 dönemlerine ilişkin usulsüzlük cezalarını ihtiva eden amme borçlarının şirketten vergi/ceza ihbarnamesinin 19/12/2011 tarihinde ilanen tebliği suretiyle istendiği, şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin ise 02/12/2015 tarihinde düzenlenerek hukuken tüzel kişiliği son bulan şirkete tebliğ edildiği, davalı idare tarafından vergi/ceza ihbarnamesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini ispatlayacak bilgi belge gönderilmediği hususları bir arada değerlendirildiğinde, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğinin şirketin tüzel kişiliğinin daha önce sona ermesi sebebiyle hukuken hiçbir sonuç doğurmayacağı, vergi/ceza ihbarnamelerinin de usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin ispatlanamaması sebebiyle 2013 ve 2014 yılları itibariyle amme borçlarının tarh zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, bu kısım bakımından ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emri içeriğindeki 2011,2012 dönemlerine ilişkin gelir stopaj ve damga vergilerini ihtiva eden amme borçlarının beyana istinaden tahakkuk ettiği, şirket tarafından ödeme yapılmaması, şirketin bankalar, tapu, motorlu araç kayıtları yönünden yapılan malvarlığı araştırması neticesinde malvarlığının bulunmadığının anlaşılması ve asıl borçlu şirketin 31/07/2013 tarihi itibariyle ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliği sona erdiği için tahsil edilemeyen amme borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğinde bulunan ... ,...,...,...,...,... ,... ,...,... ,... ,... takip dosya numaralı amme borçlarının şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonraki dönemlere ilişkin olduğu, tüzel kişiliği sona eren şirketin borçlara ve haklara sahip olamayacağı dikkate alındığında, ortada şirket bakımından hukuken geçerli bir şekilde doğup kesinleşen amme borcu bulunmadığından bu kısımlar bakımından ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emri içerindeki diğer amme borçlarının ise 2012,2013 dönemlerine ilişkin olduğu, beyana istinaden tahakkuk ettiği, şirket tarafından ödeme yapılmaması, şirketin bankalar, tapu, motorlu araç kayıtları yönünden yapılan malvarlığı araştırması neticesinde malvarlığının bulunmadığının anlaşılması ve asıl borçlu şirketin 31/07/2013 tarihi itibariyle ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliği sona erdiği için tahsil edilemeyen amme borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğinde bulunan gelir stopaj vergisi, damga vergisi ve 5035 sayılı Kanun'dan kaynaklanan damga vergilerinin şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonraki dönemlere ilişkin olduğu, tüzel kişiliği sona eren şirketin borçlara ve haklara sahip olamayacağı dikkate alındığında, ortada şirket bakımından hukuken geçerli bir şekilde doğup kesinleşen amme borcu bulunmadığından bu kısımlar bakımından ödeme emrinde belirtilen gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emri içeriğindeki özel usulsüzlük cezalarının ise asıl borçlu şirkete 25/12/2013 tarihinde vergi/ceza ihbarnamelerinin tebliği suretiyle tarh edilip şirket tarafından dava açılmaması suretiyle kesinleştirildiği görüldüğünden, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle şirketin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle tebliğin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu bakımdan şirketin ticaret sicilinden silinmesi sebebiyle öncelikle davacı adına vergi/ceza ihbarnamesi düzenlenmesi gerekirken amme borçlarının davacıdan doğrudan ödeme emriyle istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ... sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emri içeriğindeki özel usulsüzlük cezalarının asıl borçlu şirkete 15/11/2014 tarihinde vergi/ceza ihbarnamelerinin tebliği suretiyle tarh edilip, şirket tarafından dava açılmaması suretiyle kesinleştirildiği görüldüğünden, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle şirketin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle tebliğin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu bakımdan şirketin ticaret sicilinden silinmesi sebebiyle davacı adına vergi/ceza ihbarnamesi düzenlenmesi gerekirken amme borçlarının davacıdan doğrudan ödeme emriyle istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, söz konusu ödeme emirlerinin usul ve hukuka uygun olarak düzenlendiği belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının aleyhlerine olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi