Esas No: 2021/6802
Karar No: 2022/7383
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/6802 Esas 2022/7383 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/6802 E. , 2022/7383 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 48.477,88 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın eski 330 parselden geldiği, 330 parsel sayılı taşınmazın arazi kadastrosu sırasında Mayıs 1954 tarih ve 63 numaralı tapuya dayanarak zeytinlik, tarla ve kestanelik niteliğiyle 88.800 m² yüzölçümlü olarak Nafia Hakseven adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra bu taşınmazda yapılan imar uygulaması ile 80 adet parsele ayrıldığı, imar parsellerinden olan 1090 parselde kat irtifakı kurulduğu, bağımsız bölümlerin malikler adına arsa payları oranında tapuya tescil edildiği, 1090 parsel sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucu 112 ada 25 parsel sayısı ve 571,37 m² yüzölçümü ile tapuya tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu; Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/335 Esas - 2012/203 Karar sayılı ilamı ile 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tesciline, taşınmazın üzerinde bulunan binanın kal’ine karar verildiği, hükmün 10/09/2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine 112 ada 25 parselin orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescil edildiği, 01/07/2014 tarihinde 112 ada 25 parsel üzerinde kat mülkiyeti kurulu binadaki 2 numaralı bağımsız bölüm maliki İsmail Akyüz’ün mirasçılarının eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-) Dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2013 yılına ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden, satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğü'nden getirtilip, bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup rapor denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın eşdeğer oldukları belirtilmesine rağmen, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 3,75 kat daha değerli olduğu kabul edildiğinden bilirkişi raporu inandırıcı ve somut gerekçelere uygun değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü'nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-) TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, taşınmazın değeri Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesindeki yönteme göre belirlenir. Dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulu olup, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46. maddesinin son fıkrası (ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı) hükmünü koymuştur. Böyle olunca ana yapının arsasına 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 1. fıkrasının g bendi göz önünde tutularak değerlendirme gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara aynı maddenin H bendi gereğince değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca İ bendi hükmü uyarınca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesi gerekir.
Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, arsa değeri ve tüm yapının inşaat alanı (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunlar da göz önünde tutulmak gerekir.
Yukarıda açıklanan esaslar dairesinde sözü edilen bağımsız bölümlere değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilerin ilk raporunda ısrar etmeleri halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılıp, alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-) Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kat irtifakının, taşınmazın değerine ayrı bir değer katacağından bahisle ekonomik faktörlerden bahsedilerek, tespit edilen tazminat bedelinin % 55 oranında artırılması,
4-) Mahkemece tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihine göre değerlendirme yapılarak tazminata hükmedildiğinden, değerlendirme tarihi olan 10.09.2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, faizin dava tarihinden başlatılması,
5-) Davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflar üzerinde bırakılması gerektiğinin ve reddedilen kısım üzerinden davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 25/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.