10. Ceza Dairesi 2014/3290 E. , 2019/7115 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme :RİZE Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar :a) Uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında)
b) Kenevir ekme (Sanıklar Sinan ve Recep hakkında)
Hüküm :Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
15.04.2009, 12.06.2009, 28.08.2009, 30.07.2009 ve 09.09.2009 olan suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında 13/02/2009 - 09/09/2009 tarihleri arası olarak yazılmasının mahkemesince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Bağlantısı nedeniyle, Dairemizin 2014/15129 esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
A) Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, sanıklar ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma ve kenevir ekme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık ... yönünden, gerekçeli kararın sanığın son bildirdiği adreste 12.06.2012 tarihinde Tebligat Kanununun 20. maddesine aykırı olarak muhatabın geçiçi olarak ikamette bulunmama sebebi belirtilmeksizin birlikte sakin babasına tebliğ edilmesi usulsüz olduğundan, sanık müdafiinin öğrenme üzerine verdiği 26.07.2012 havale tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar ... müdafileri ile sanık ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Gerekçeli kararın sanığın son bildirdiği adreste 02.07.2012 tarihinde Tebligat Kanununun 20. maddesine aykırı olarak muhatabın geçiçi olarak ikamette bulunmama sebebi belirtilmeksizin birlikte sakin kardeşine tebliğ edilmesi usulsüz olduğundan, sanığın öğrenme üzerine verdiği 17.10.2014 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiş ve temyiz talebinin süreden reddine ilişkin 17.11.2014 tarihli 2014/1708 d. iş sayılı karar kaldırılarak inceleme yapılmıştır.
Tekerrüre esas alınan ilamda, sanıkta ele geçen merminin bir adet olması karşısında eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/4. maddesindeki suçu oluşturduğu ve hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 12. maddesi ile değişik TCK’nın 75. maddesi gereğince ruhsatsız mermi bulundurma suçunun temas ettiği 6136 sayılı Kanunun 13/4. maddesinde düzenlenen bu suçun ön ödeme kapsamına alınması nedeniyle, bu ilamla ilgili uyarlama yargılaması yapılarak tekerrüre esas alınıp alınmayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, hüküm onanarak kesinleştiğinden infazın ertelenmesi talebinin reddine,
C) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, 30.07.2009 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
15.04.2009 tarihinde temyiz dışı sanık ...’da ele geçen esrarı sanığın temin ettiğine ilişkin soyut ve değişik anlamlara gelebilecek iletişimin tespiti tutanakları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmaması, 30.07.2009 tarihli eylem dışında hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen sanık ...’nda uyuşturucu madde ele geçmemesi, yine hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanık ...’de uyuşturucu madde ele geçirilmemesi, iletişimin tespiti tutanaklarına göre sanığın sattığı iddia edilen başka maddelerin ele geçirilememesi ve TCK’nın 188. maddesi kapsamında uyuşturucu madde olup olmadığının belirlenememiş olması karşısında; 30.07.2009 tarihli tek eylemi sabit olan sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinde öngörülen "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
D) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Olay tutanağı, iletişimin tespiti tutanakları, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; 28.07.2012 tarihinde ele geçirilen esrarı kullanmak amacıyla diğer sanık ...’den aldığı, bu esrarı satacağına veya başkasına vereceğine, sanık ... ile birlikte hareket ettiğine veya mahkûmiyet hükümleri onanan diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin soyut ve değişik anlamlara gelebilecek iletişimin tespiti tutanakları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanık ...’de uyuşturucu madde ele geçirilmemesi, iletişimin tespiti tutanaklarına göre sanığın sattığı iddia edilen başka maddelerin ele geçirilememesi ve TCK’nın 188. maddesi kapsamında uyuşturucu madde olup olmadığının belirlenememiş olması karşısında; sanığın eyleminin bütün olarak kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu; 28.07.2012 tarihli eylem nedeniyle sanık hakkında Pazar (Rize) Cumhuriyet Başsavcılığının 12.05.2011 tarihli ve 2009/1178 soruşturma sayılı iddianamesi ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı, Pazar (Rize) (kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/197 esas ve 2011/406 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunduğu anlaşıldığından, bu davanın sonucu araştırılarak derdest ise birleştirilmesi, kesinleşmiş ise aslı ve onaylı sureti getirtilerek dosya içine konulması, sonucuna göre dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 08.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.