MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.12.2015 gün ve 2013/170 Esas -2015/630 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 20.12.2018 gün ve 2455-15755 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, ... parsel sayılı ... Ağası ... Ağa Vakfından icareli taşınmazın 480/14400 payının elbirliği halinde ... kızı ..., 360/14400 payının ... oğlu ..., 1008/14400 payının ..., 504/14400 payının ..., 360/14400 payının ... kızı ... adlarına kayıtlı olduğunu, ... ’ın bekar ve çocuksuz olarak öldüğünü, diğer kişilerin ise gaip olduklarını, mirasçıları bulunmadığını ileri sürerek ..., ..., ... ve ...’nın gaipliklerine ve ..., ..., ..., ... ve ... adlarına kayıtlı payların 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5737 Sayılı Vakıflar Yasanın 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen 10.12.2015 günlü karar, taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 21.12.2016 tarihinde kesinleştirilmiştir. 09.02.2017 tarihli dilekçe ile çekişme konusu taşınmazda pay sahibi olan ... mirasçılarının müdahale talebinde bulunmaları üzerine mahkemece, dava konusu uyuşmazlık ile ilgili karar verildikten sonra talepte bulunulduğu gerekçesiyle talebin usulden reddine ilişkin 03.04.2017 tarihli ek kararın ... mirasçıları ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; “kayıt maliklerinden ...’in mirasçısı olan ... ile gaip oldukları iddia edilen diğer paydaşlar ..., ..., ... ve ... isimli kişiler davada temsil edilmeden hasımsız olarak açılan davada yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkili sağlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuş davacı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere; karar verildikten ve Hakim elini davadan çektikten sonra yerel mahkemece yapılacak bir işlem yoktur.
Bu nedenle, mahkemece müdahale isteğinin reddine ilişkin ek kararın temyizi de mümkün değildir.
Anılan hususlar davacı idare vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme ile saptandığından, karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 20.12.2018 tarih ve 2017/2455 Esas, 2018/15755 Karar sayılı bozma ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, ek kararın temyizine ilişkin dilekçenin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.