BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/170 Esas 2021/669 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/170
Karar No: 2021/669
Karar Tarihi: 16.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/170 Esas 2021/669 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/170
KARAR NO : 2021/669

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalıya her ne ad altında olursa olsun borcunun bulunmadığını, buna rağmen davalı kooperatifçe davacı şirkete 24.07.2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedeli vade fark açıklamalı elektronik fatura (e-fatura) gönderildiğini, davalı kooperatife davacı tarafından İzmir ... Noterliğinin 29.07.2019 tarihli ... yevmiye nolu ihtamamesinin keşide edildiğini, ihtarname de gönderilen e-fatura içeriğine itiraz edildiğini, ihtarname ekinde e-faturanın iade edildiğini, davalı kooperatif; davacının da ortağı olduğu ...-... kooperatifi olup, davacının ortak olan diğer üyeler gibi kooperatiften alışveriş yapmakta olduğunu, yapılan alış verişin bedellerinin ödendiğini, davacının davalı kooperatife borcunun bulunmamasına rağmen, davalı kooperatif tarafından davacıya 13.01.2020 tarihinde İzmir ...Noterliğinin ... yevmiye nolu ihtamamesini gönderdiğini, söz konusu ihtarnamede; “kurum nezdinde yapılan işlemleriniz neticesinde iş bu ihtarnamenin gönderildiği tarihte kooperatifin tahsilatı gecikmiş alacaklarından kaynaklanan 98.391,57-TL bakiye borcunun olduğunun sabit olduğunun," davacıya iletildiğini, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, davalının gönderdiği son ihtarnamesine karşılık davacının 17.01.2020 tarihinde İzmir ... Noterliğinin ... yevmiye nolu cevabı ihtarnamesini keşide ettiğini, davalı tarafından tanzim edilen 24.07.2019 tarihli vade farkı faturasının haksız şekilde hesaba dahil etmek suretiyle 98.391,57-TL alacağı olduğunu iddia ettiğini, ancak; davacının davalı kooperatife vade farkı borcu bulunmadığını, bu konuda hiçbir anlaşmanın olmadığını, ihtilafa konu anlaşmazlığın çözümü için arabulucuya müracaat edildiğini, ancak anlaşma sağlanamadığını, arz edilen hususlar gereği; davalıya vade farkı faturasından davacının borcunun olmadığının tespitine, davalı aleyhine 9620'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket vade farkından doğan bir borcun bulunmadığını iddia etse de davalı kooperatif ile davacı şirket arasında davacıya gönderilen vade farkı üzerine bir uzlaşma ve anlaşma bulunduğunu, uzlaşma ve anlaşma olmaması halinde dahi kooperatifin zarara Uğradığı ve zamanında ödenmeyen bakiyelere ilişkin bir vade farkı oluşacağının da hukuken sabit olduğunu, davacı yetkilisi ... ...'in kooperatif başkanı olarak görev yaptığı dönemde kendi şirketine bir takım imtiyazlar tanıdığını, bu imtiyazlar nedeniyle kooperatifin zarara uğradığını, kendisine aksettirildiğinde bu hususu kabul ettiğini, ortak mutabakat sonucunda vade farkı ile zararın tazmini konusunda tarafların uzlaştığını, davacı yetkilisi ... ...'in kooperatif başkanı olarak görev yaptığı dönemde davacı firmanın üyesi olduğu kooperatife yapması gereken ödemelerin vadesini imtiyaz oluşturacak şekilde genişlettiğini, Kooperatif Denetim Kurulu tarafından tespit edilen 02.05.2017 tarihinde verilen 25.01.2018 vade tarihli 20.000,00-TL, 02.05.2017 tarihinde verilen 25.02.2018 vade tarihli 11.395,00-TL, 12.08.2017 tarihinde verilen 25.03.2018 vade tarihli 18.000,00-TL, 12.08.2017 tarihinde verilen 25.04.2018 vade tarihli 18.335,00-TL olmak üzere toplam 67.730,00-TL bedelli evrakların 05.01.2018 tarihinde kooperatif tarafından geri çekilerek yerine aynı gün, 25.01.2018 vadeli 7.500,00-TL, 25.02.2018 vadeli 7.500,00-TL, 25.03.2018 vadeli 7.500,00-TL, 25.04.2018 vadeli 7.500,00-TL, 25.01.2019 vadeli 12.730,00-TL, 25.02.2019 vadeli 12.500,00-TL, 25.03.2019 vadeli 12.500,00-TL olmak üzere toplam 67.730,00-TL toplam tutar yerine yeni evrakla sıfır vade farkıyla vade tarihinden bir yıl sonrasına evrak vermek suretiyle muvazaalı olarak vade kazandırdığını, başka bir geri çekme işleminde ise; 27.06.2018 vadeli 26.000,00-TL çek, 27.07.2018 vadeli 27.000,00-TL çek, 27.08.2018 vadeli 28.000,00-TL çek, 29.06.2018 tarihinde tahsilden geri çekilerek kendisine iade edildiğini, ayrıca; 27.09.2018 tarihinde 25.09.2018 vadeli 10.000,00-TL bedelli, 27.09.2018 tarihinde 25.09.2018 vadeli 7.000,00-TL bedelli çeklerin geri çekilmek üzere davacıya iade edildiğini, bir başka uygulamada ise; 23.03.2018 tarihinde verilen, 02.10.2018 vadeli 20.000,00-TL bedelli çek'in vadesinde iade, 23.03.2018 tarihinde verilen, 02.11.2018 vadeli 20.000,00-TL bedelli çek'in 01.11.2018 tarihinde iade edildiği, 23.03.2018 tarihinde verilen, 02.12.2018 vadeli 20.000,00-TL bedelli çek'in 31.10.2018 tarihinde tahsilden çekilerek davacı firmaya iade edildiğini, örneklerinin 01.11.2012 tarihinde yapılan ilk yapılandırmadan başlayarak çoğaltılmasının mümkün olduğunu, dönemin Denetim Kurulunca yapılan tespitler, eski Yönetimin Kurulu Başkanı olan davacı firmanın dışında kalan Yönetimin Kurulu üyelerine sözlü ve yazılı olarak iletildiğini, 02.01.2019 tarihinde Denetim Kurulunun katılımıyla yapılan Yönetim Kurulu toplantısında; Bağımsız bir Mali Müşavir'e Genel Muhasebe Prensipleri doğrultusunda incelettirme kararı alındığını, yapılan çalışma sonunda 21.02.2019 tarihinde BURÇİN OPTİK Cari Hesaplarından doğan yükümlülüğün, davacı firmaya tebliğ edildiğini, cari hesap borcun ödemeye davet edildiğini, söz konusu hesapların sıradan volör aşımları olmayıp, Burçin Küçükören'in kooperatif başkanı olarak görev yaptığı dönemde; Başkana sıra dışı imtiyazlar tanındığını işaret etmekte olduğunu, kooperatif kayıtlarına göre 18.08.2017 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanının temsil ettiği ... ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi isimli şirketin 13.12.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararına aykırı olarak; karar defterinde yer alan ilgili anlaşmaya dair bir karar olmaksızın “promosyon olarak bedelsiz makine verilmesi" konulu anlaşma yapıldığını, söz konusu anlaşmaya göre kooperatiften 19.08.2017 tarihinden itibaren 48 ay boyunca her ay asgari 7.000,00-TL tutarında “... ... ...” marka gözlük camı satın almanın taahhüt edildiğini, söz konusu anlaşma gereği her ay 7.000,00-TL tutarında 48 ay boyunca ... ... ... marka gözlük camı alımına ilişkin bir anlaşma olmamasına rağmen toplam 336.000,00-TL tutarında evrakın kooperatif muavin hesaplarında takip edilmesi gerekirken, kooperatif başkanının C/H hesabına alacak kaydedildiğini, kooperatife ait eski makinenin sözleşme gereği ... firmasına verilmek suretiyle 51.600,00-TL bedelle satın alındığını, anılan tutarın C/H alacak kaydının yapıldığını, sonrasında yeni makinenin sözleşmeye aykırı olarak davacı ... ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine C seri ... sıra nolu fatura ile 141.600,00-TL'ye satıldığını, devamında iade alınan makine ile yeni Makine arasındaki farkın ... firmasına kooperatif kasasından aylık 10.000,00-TL ödenmek suretiyle 9 taksit halinde 90.000,00-TL ödendiğini, ayrıca; davacı ... ... San. ve Tic. Ltd.Şti.nin 30.12.2017 tarihinde kooperatife usulsüz şekilde ödediği fark göründüğü aslında bu durumun promosyon konusu edilmek suretiyle nakit bir ödemenin olmadığı, ... sıra nolu 90.000,00-TL bedelli fatura ile makine sözleşmesi fiyat farkı adı altında fatura etmek suretiyle C/H alacak kaydedildiğini, anılan anlaşmanın 19.08.2017 tarihinde başlamasına rağmen ... ... San. ve Tic. Ltd.Şti.den alınan senetlerin 25.01.2018 tarihinden başlamak üzere 25.12.2021 tarihine kadar vadelendirildiğini, asıl usulsüzlüğün C/H dikkatle incelendiğinde ortaya çıktığını, başkanın söz konusu anlaşma karşılığında vermiş olduğu, muhasebesel illüziyonla C/H hesapların ilişkilendirmek suretiyle alacaklı görünmesini sağlayan bu durumun kooperatif üzerinden yaptığı tüm alımları için kultandığı, daha önceden verilen ödeme evraklarının süreç içerisinde tahsilden çekmek suretiyle kooperatifi ciddi zarara uğrattığını, kooperatif ortaklarından yapılan tahsilatlar için takip amaçlı kullanılan tahsilat tablolarının açıklama kısmında “her şey dahil hesaplanacak” ibaresinin yer aldığını, bu suretle kooperatiften; ... ... San. ve Tic. Ltd.Şti.ne sevk edilen ürünlerin tedarikçilerine ödemesi yapılırken, kooperatif başkanının bu alımlar ile kendisine getirdiği zamanında ödeme yapma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, ödemesini 2012 yılının 12 ayına kadar vadelendirildiğini, ayrıca; davacı ... ... San. ve Tic. Ltd.Şti. ile davalı kooperatif arasında imzalanan bahse konu 25.01.2018 tarihli 48 ay vadeli her ay 7.000,00-TL taksitli ... ... ... marka gözlük camlarından satın almak suretiyle 141.600,00-TL bedelli ... ... marka cam kesme makinesi seti 48 ay boyunca kullanılması sonunda ilgili makinenin mülkiyetinin devredileceğine yönelik sözleşme imzalanmış ise de sürecin devamında ... ... ... marka gözlük camı sipariş etmese de aylık 7.000,00-TL ödemelerini kooperatif üzerinden sipariş etmiş olduğu diğer ürünlerden düşmek suretiyle davacı firma lehine imtiyaz sağladığını, kooperatifin; çerçeve, luxottica, cam ve lens üzerinden vadelendirme şartlarının ve vade hususlarının tüm üyeler için vadelendirme sürelerinin 60/90/7120 gün olduğunu, davacı firmanın bu sureleri aşmak suretiyle kendisine sağlamış olduğu imtiyaz ile davalı kooperatifi zarara uğrattığını, davacı şirket yetkilisi ... ...'in davalı kooperatife 7 yıllık bir süreç olarak başkan olup yönettiğini, ... ...'in başkanlık yaptığı dönemde kooperatif üyesi firmalarla borçlarına ilişkin olarak vade farkı ödenmesi hususunda protokoller yapılıp vade farkı uygulandığını, arz edilen hususlar gereği haksız davanın reddine, davacının hukuka aykırı işlemleri nedeniyle kooperatifin davacıdan 116.115,08-TL vade farkı alacağının tespitine, davacı aleyhine 920'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun .../... Dosya .../... Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir ... Noterliğinin 29/07/2019 tarih, ... yevmiye numaralı ve 17/01/2020 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnameleri ile ihtarnamelerin tebliğine ilişkin belge ve evraklar,
3-İzmir ... Noterliğinin 13/01/2020 tarih, ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge ve evraklar,
4-... ... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile ... ... ... ... ... ... ... ... Kooperatifi'ne ait BA/BS formları, e-fatura mükellefiyetlerine ilişkin kayıt ve belgeler,
5-İzmir ... Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak .../... Esas sayılı dosyası,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 12/07/2021 havale tarihli raporu,
7-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı kooperatif tarafından davacı şirket adına düzenlenen 24/074/2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedelli vade farkı açıklamalı faturadan kaynaklı olarak davalı kooperatife karşı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.'' şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
28/01/2021 tarihli duruşmanın 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter kayıt ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere taraf vekillerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, taraf vekillerinin taraflara ait ticari defter ve belgelerin bulundukları yerleri verilen kesin süreler içerisinde mahkememize bildirdikleri görülmüştür.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, davalı kooperatif tarafından davacı şirket adına düzenlenen 24/074/2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedelli vade farkı açıklamalı fatura, İzmir ... Noterliğinin 13/01/2020 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge ve evraklar, İzmir ... Noterliğinin 29/07/2019 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge ve evraklar, İzmir ... Noterliğinin 17/01/2020 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge ve evraklar, taraflar arasında imzalanan 25/01/2018 tarihli sözleşme, taraflar arasında imzalandığı iddia olunan 04/11/2016 tarihli vade farkı ödenmesine ilişkin olarak düzenlenen protokol, tahsilat tabloları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, var ise tarafların ticari defter ve belgeleri ile taraflar arasında imzalanan 25/01/2018 tarihli sözleşme ve taraflar arasında imzalandığı iddia olunan 04/11/2016 tarihli vade farkı ödenmesine ilişkin olarak düzenlenen protokol hükümleri de göz önünde bulundurularak davalı kooperatifin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı kooperatif tarafından davacı şirket adına düzenlenen 24/07/2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedelli vade farkı açıklamalı faturadan kaynaklı olarak davacı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 12/07/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı firmanın Davacı firma, davalı kooperatifin üyesi olup, yıllar itibariyle ödemelerini geç yaptığını, davalı kooperatifin geç yapılan ödemelerden dolayı 24.07.2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedeli vade farkı faturasını, elektronik fatura (e-fatura) olarak tanzim ettiğini ve davacıya gönderdiğini, ancak davacı firmanın vade farkı faturasını kabul etmediğini, İzmir ...Noterliğinin 29.07.2019 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun bulunmadığından bahisle anılı faturayı iade ettiğini, davalı kooperatifin Genel Kurul Tutanaklarının incelenmesinde 2018 Yılı Genel Kurul Tutanağının 10. maddesinde; "Ortaklar tarafından talep edilecek yapılandırma ve/veya ödeme ertelemelerine karşı uygulanacak vade farkı kriterlerinin Genel Kurulca görüşülmesine geçildi. Divan Başkanlığına verilen önerge oylamaya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildi.” denilmek suretiyle Divan Başkanlığına verilen Önergenin 5. maddesinde; Kooperatif muhasebesince erteleme talebinin yukarıda belirlenen kriterlere uygunluğu, incelendikten ve kabul edildikten sonra uygulanacak vade farkının, güncel ticari faizlerin 1,5 puan üzerinden hesaplanıp vade farkı faturası kesilmek suretiyle ortağa bildirilir. Yönetim Kurulundan onay aldıktan sonra uygulanır.” denilmek suretiyle, kooperatifin ortaklarının geç ödemelerine vade farkı uygulanacağı, vade farkı uygulamasının ise, “güncel ticari faiz + 1,5 " olarak uygulanacağının hüküm altına alındığını, vade farkı toplamının hesaplamaya dahil edilmesi durumunda dahi davacının davalı kooperatife 2.063,36-TL fazla ödemesi bulunduğunun gözüktüğünü mütalaa etmiştir.
Usul ve yasa hükümlerine uygun olarak mahkememiz ara kararı doğrultusunda tanzim edilen bilirkişi raporunda, vade farkı faturasının ekstreye dahil edilmesi durumunda dahi davacı şirketin fazla ödemesinin ve bu kapsamda davalı kooperatiften alacaklı olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında, davacı şirketin davalı kooperatife borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinde davacı vekili tarafından icra takibine konu edilen alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de, davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunun ispatı açısından ispat yükünün davacı şirket üzerinde olduğu, ancak davalı kooperatifin kötü niyetli olarak icra takibi başlattığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosya muhteviyatında yer almadığı, bu surette davalı kooperatifin kötü niyetinin davacı tarafça ispatlanamadığı düşüncesiyle, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun .../... Dosya .../... Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir ... Noterliğinin 29/07/2019 tarih, ... yevmiye numaralı ve 17/01/2020 tarih ve 1313 yevmiye numaralı ihtarnameleri ile ihtarnamelerin tebliğine ilişkin belge ve evraklar, İzmir ... Noterliğinin 13/01/2020 tarih, ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge ve evraklar, ... ... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile... ... ... ... ... ... ... ... Kooperatifi'ne ait BA/BS formları, e-fatura mükellefiyetlerine ilişkin kayıt ve belgeler, İzmir ... Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak .../... Esas sayılı dosyası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 12/07/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı kooperatif tarafından davacı şirket adına düzenlenen 24/074/2019 tarihli GZA2019000001768 numaralı 116.115,08-TL bedelli vade farkı açıklamalı faturadan kaynaklı olarak davalı kooperatife karşı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, taraflara ait ticari defter ve belgeleri inceleyen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 12/07/2021 havale tarihli raporunda davacı firmanın Davacı firma, davalı kooperatifin üyesi olup, yıllar itibariyle ödemelerini geç yaptığını, davalı kooperatifin geç yapılan ödemelerden dolayı 24.07.2019 tarihli ... numaralı 116.115,08-TL bedeli vade farkı faturasını, elektronik fatura (e-fatura) olarak tanzim ettiğini ve davacıya gönderdiğini, ancak davacı firmanın vade farkı faturasını kabul etmediğini, İzmir ...Noterliğinin 29.07.2019 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun bulunmadığından bahisle anılı faturayı iade ettiğini, davalı kooperatifin Genel Kurul Tutanaklarının incelenmesinde 2018 Yılı Genel Kurul Tutanağının 10. maddesinde; "Ortaklar tarafından talep edilecek yapılandırma ve/veya ödeme ertelemelerine karşı uygulanacak vade farkı kriterlerinin Genel Kurulca görüşülmesine geçildi. Divan Başkanlığına verilen önerge oylamaya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildi.” denilmek suretiyle Divan Başkanlığına verilen Önergenin 5. maddesinde; Kooperatif muhasebesince erteleme talebinin yukarıda belirlenen kriterlere uygunluğu, incelendikten ve kabul edildikten sonra uygulanacak vade farkının, güncel ticari faizlerin 1,5 puan üzerinden hesaplanıp vade farkı faturası kesilmek suretiyle ortağa bildirilir. Yönetim Kurulundan onay aldıktan sonra uygulanır.” denilmek suretiyle, kooperatifin ortaklarının geç ödemelerine vade farkı uygulanacağı, vade farkı uygulamasının ise, “güncel ticari faiz + 1,5 " olarak uygulanacağının hüküm altına alındığını, vade farkı toplamının hesaplamaya dahil edilmesi durumunda dahi davacının davalı kooperatife 2.063,36-TL fazla ödemesi bulunduğunun gözüktüğünü mütalaa ettiği, bilirkişi raporunda vade farkı faturasının ekstreye dahil edilmesi durumunda dahi davacı şirketin fazla ödemesinin ve bu kapsamda davalı kooperatiften alacaklı olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında, davacı şirketin davalı kooperatife borcunun bulunmadığı, hatta aksine alacaklı olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davacı ... ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin davalı... ... ... ... ... ... Tevzi Kooperatifi tarafından tanzim edilen 24/07/2019 tarihli ve ... numaralı 116.115,08-TL bedelli faturadan dolayı davalı ... ... ... ... ... ... ... Kooperatifine BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı vekilinin kötü niyet tazminatının davalı ... ... ... ... ... ... ... Kooperatifinin kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 7.931,82-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 1.982,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.948,86-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 14.980,93-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 49,50-TL elektronik tebligat, 19,00-TL tebligat, 84,00-TL posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 1.982,96-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.789,86-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun'un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulden anlatıldı.16/09/2021

Katip ...
(e-imza)
¸

Hakim ...
(e-imza)
¸


Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.