7. Hukuk Dairesi 2014/1735 E. , 2014/5480 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 21/11/2012
Numarası : 2006/1223-2012/673
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, işyerine 1,6.1997 tarihinde girdiğini, bilgisi dışında işyeri kayıtlarında giriş çıkış yapıldığını, son 2 aylık maaşı ödenmeden haklı sebep olmadığı halde 25.10.2005 tarihinde iş akdine son verildiğini belirterek tazminat ve işçilik alacaklarını talep etmiştir.
Davalı işçinin son iki aylık maaşının ödenmediği hususunun gerçek olmadığını, davacının haklı bir sebebe dayanmadan iş akdini feshettiğini kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla mesai hakkı bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı işçinin fazla mesai ve hafta atili alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanununun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklar, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir.
Somut olayda, ıslah dilekçesi davalı vekiline 02.05.2012 tarihli duruşmada tebliğ edilmiş ve aynı duruşmada zamanaşımı savunmasında bulunmuş, 15.05.2012 tarihli dilekçesi ile beyanını tekrar etmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor ile zamanaşımı savunması değerlendirilmiş ise de, mahkemece ek rapor dikkate alınmadan, zamanaşımı savunması değerlendirilmeden fazladan hafta tatili ve fazla mesai alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bundan başka 4857 sayılı İş Kanunu 92/3 maddesinde açıklanan “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.” düzenlemesi uyarınca müfettişlerin tespite yönelik raporlarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olması karşısında, davacı işçinin iş müfettişi raporu ile belirlendiği üzere 2005/ Ekim ayında 22 günlük ücretinin 360,58 YTL brüt olarak (258,36 YTL net) olarak tahakkuk ettirildiği, 14.10 2005 tarihinde 310,00 TL net tutarında avans verildiği, avans belgesinde işçinin imzasının mevcut olduğu, 2005/Eylül ayında 30 günlük ücretinin 491,70 TL brüt olarak tahakkuk ettirilerek ödendiği, ücret bordrosunda işçinin imzasının mevcut olduğu tespit edilmesi sebebi ile ücret alacağının reddi gerekirken, bilirkişi raporu ile hesaplanan alacağa hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.