Esas No: 2017/1429
Karar No: 2022/2532
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay 10. Daire 2017/1429 Esas 2022/2532 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/1429 E. , 2022/2532 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1429
Karar No : 2022/2532
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...Bakanlığı / ...
VEKİLİ: 1. Huk. Müş. Yrd. V. ...
2- ...Bakanlığı / ...
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, bedelsiz ithalat kapsamında Almanya'dan ithal edilip adına tescil edilen ...plakalı aracın, Almanya'daki mülkiyet belgelerinin sahte olduğundan bahisle, (mülga) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca 25/08/2006 tarihinde el konulması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 22.500,00 TL maddi zararın el koyma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; Mahkemelerinin davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair kararının Danıştay Onuncu Dairesinin 10/06/2013 tarih ve E:2010/1078, K:2013/4935 sayılı kararı ile bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı idarelerin yetki ve sorumluluğunun aracın mevcut belge ve bilgilere göre tescilini yapmakla sınırlı olduğu, sahte olduğu daha sonra belirlenen belgeler uyarınca ilgili aracın tescilini yapan idarenin eyleminin hizmet kusuru oluşturmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, aracın resmi kayıtlara güvenilerek satın alındığı, idare tarafından belgelerin sahteliği yıllar sonra tespit edilebiliyorsa araçların yurda girişi aşamasında da tespit edilmesi gerektiği, gerekli araştırma ve incelemenin zamanında yapılmadığı, bu nedenle zarara sebep oldukları ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıya ait 1988 model, Mercedes marka hususi otomobil bedelsiz ithalat mevzuatı kapsamında 14/01/2000 tarihli giriş beyannamesiyle Almanya'dan ithal edilerek İzmir Gümrük Müdürlüğünün 14/01/2000 tarihli trafik şahadetnamesi ile dava dışı ithalatçı gerçek kişiye teslim edilmiştir. Bu kişi tarafından araç adına tescil ettirilmeksizin başka kişiye satılmış ve bu satış üzerine Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce ...plaka ile tescil edilmiştir.
Daha sonra beş kez el değiştiren söz konusu araç son olarak 29/11/2005 tarihli işlemle davacı adına tescil edilmiştir.
Gümrük Müsteşarlığı 2000 yılı bedelsiz ithalat uygulamalarına yönelik olarak Gümrük Müsteşarlığı müfettişlerince yürütülen soruşturma sonucu düzenlenen 21/11/2005 tarihli raporda, Almanya'daki mülkiyet belgelerinin sahte olduğundan bahisle, işlem tarihinde yürürlükte olan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca araca el konulması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, İzmir Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünün talimatıyla, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 4926 sayılı Kanun uyarınca 25/08/2006 tarihinde araca el konulmuş; gümrük idaresince, olayla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması üzerine davacı hakkında Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefetten başlatılan hazırlık soruşturması sonucunda, ...Cumhuriyet Başsavcılığının ...tarih ve Sor. No:...sayılı kararıyla, aracın Türkiye'ye geldikten sonra trafik sicil kayıtlarına güvenerek satın alması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığı, ancak karar kesinleştiğinde Ankara Nakilhane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü ambarında muhafaza edilen ...plakalı aracın müsaderesi için .... Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
.... Asliye Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile de aracın müsaderesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
İdareler, yasalarla kendisine verilen kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak örgütü kurmak, araç, gereç ve personeli o hizmetin gereklerine uygun biçimde hazırlamakla yükümlü olup, hizmetin işleyişi ve yerine getirilişi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi işlememesi, kusurlu işlemesi nedeniyle kişilere verilen zararların idarece giderilmesi zorunludur.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun "Kaçakçılığı önleme, izleme ve araştırmakla görevli olanlar" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasında, mülkî amirler, Gümrük Müsteşarlığı personeli ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı personelin, bu Kanunla yaptırım altına alınan fiilleri önleme, izleme ve araştırmakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun 10/A maddesinde, "1. Gümrük idareleri, mevzuatın belirlediği şartlar çerçevesinde, Türkiye Gümrük Bölgesi ile diğer ülkeler arasında taşınan eşyanın giriş, çıkış, transit, aktarma ve nihai kullanımını ve serbest dolaşımda bulunmayan eşyanın durumunu düzenleyen gümrük mevzuatı ve diğer mevzuatın doğru uygulanmasını sağlamak için gerekli görülen gümrük kontrollerini yerine getirir." hükmü; 65. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Gümrük idareleri, beyanın doğruluğunu araştırmak üzere; a) Beyanname ile ilgili ve beyannameye ekli belgeleri kontrol edebilir ve beyannamenin içerdiği bilgilerin doğruluğunu araştırmak amacı ile beyan sahibinden diğer belgeleri de vermesini isteyebilir, b) Eşyayı muayene edebilir ve ayrıntılı muayene veya tahlil amacıyla numune alabilirler." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan mevzuata göre, ithalat işlemlerinin gümrük mevzuatına uygun olarak gerçekleştirilebilmesini ve bu işlemlere güvenilerek gerçek veya tüzel kişilerce gerekli işlemlerin yapılabilmesini teminen Gümrük Müsteşarlığı (Ticaret Bakanlığı), Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından önleme, izleme, kontrol, araştırma, muayene ve benzeri iş ve işlemlerin yapılması gerekmektedir. Nitekim, gümrük idareleri tarafından, gerekli gümrük kontrolleri gerçekleştirilmekte, beyanın doğruluğunu araştırmak için belge kontrolü, eşya muayenesi gibi uygulamalar da yapılmaktadır.
Bu durumda yurt dışından ülkeye kaçak eşya sokulmasını önleme, izleme ve araştırmakla yükümlü olan davalı idarelerin, dava konusu aracın Bedelsiz İthalat Tebliğindeki şartı sağlamak amacıyla sahte mülkiyet belgeleri ile ithal edilerek trafik siciline tescilinin yapılmasında üzerilerine düşen dikkat ve özeni göstermeyerek, yükümlü oldukları hizmeti kusurlu işlettikleri anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; dava konusu aracın sahte mülkiyet belgeleri ile yurda getirilmesinde herhangi bir ilgisi ve kusuru bulunmayan, gümrük idaresince işlemleri tamamlanarak ithal edilen, trafik siciline tescil işlemleri yapılan ve daha sonra birçok kez satış işlemi yapılarak el değiştirmiş olan aracı satın alan iyiniyetli 3. kişi durumunda bulunan davacının, ithalatı gerçekleştiren kişilerin sahte belgelerle dava konusu aracı ithal ettiklerinden bahisle aracına el konulması nedeniyle uğradığı zararın kusurlu sorumluluk ilkesi gereğince tazmin edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.