10. Hukuk Dairesi 2019/590 E. , 2019/1462 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum ile davalılar ..., ..., ... ve ... İnş. Beton Turizm Otomotiv Pazarlama San.Tic.Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-30.10.2005 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir ile yapılan cenaze masraflarının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalıdan tahsilinin istenildiği eldeki davada, Mahkemece tazminat dosyasında alınan kusur raporu esas alınmak suretiyle davalı ... %10 kusurlu, davalı ... %30 kusurlu, davalı ... %15 kusurlu, davalı ... %5 kusurlu ve davalı ... %40 kusurlu olduğunun kabulü ile, davanın ilk peşin değerli gelirler ve cenaze masrafının tamamından oluşan kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Öte yandan, Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
Rücû davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurum"un rücû alacağından kusurları karşılığı sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat dosyasındaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.
Eldeki davada, Mahkemece, kusur raporu alınmaksızın tazminat dosyasında alınan kusur raporu hükme esas alınmak suretiyle sonuca gidildiği anlaşılmıştır..
Şu hâlde Mahkemece; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan tazminat dosyasındaki rapor ve olayın oluş şekli de gözetilmek suretiyle yeniden kusur raporu aldırılmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri usûlünce belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
2-Kabule göre de; hükme esas alınan kusur raporunda davalı Kavanlar İnş. Beton Turizm Otomotiv Pazarlama San.Tic.Ltd.Şti."ne kusur izafe edilmemesine rağmen, Mahkemece, tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna dair hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı kurum ile davalılar ..., ..., ... ve Kavanlar İnş. Beton Turizm Otomotiv Pazarlama San.Tic.Ltd.Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.