20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10637 Karar No: 2017/1067
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10637 Esas 2017/1067 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/10637 E. , 2017/1067 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun yayım tarihi 09/07/1987 tarihinden önceki Mülga Kanunlara göre yapılan çalışmalar sırasında kadastro ve tapulama çalışmalarında hiç kimsenin zilyet ve tasarrufu altında bulunmadığından tapulama ve kadastroya tabi tutulmayarak tespit dışı kalan yerlerin 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında, ... köyü ... parsel sayılı 8167,59 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiş, taşınmazın komisyonca resen yapılan incelemesi sonunda kadastro tutanaklarının edinme sütunundaki kullanıcı olarak belirtilen kişiler ile beyanlar hanesindeki belirtmenin iptaline ve vasfının kayalık hali arazi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili, taşınmazın müvekkilinin zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 17/05/1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, eylemli olarak yürümeye izin vermeyecek yoğunluk ve sıklıkta akdeniz doğal bitki örtüsü maki çalılıkları, kayalıklar ve büyük blok kayalıklar olup kırmızı akdeniz orman toprağına sahip olduğu anlaşıldığına ve davacı taraf yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.