17. Hukuk Dairesi 2016/6604 E. , 2019/1991 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 10.12.2012 tarihinde, müvekkillerinin yolcu olarak bulunduğu davalı ..."ın sürücüsü, İç İşleri Bakanlığı"nın maliki olduğu araçla tefrik kararı verilen ..."ın sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu müvekkillerinin yaralandığını, kazada davalıların kusurlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anne ve çocuk ... için 1.000,00"er TL maddi; çocuk ... için 25.000,00 TL, anne için 15.000,00 TL ve baba için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, kamu görevlilerinin eylemlerinden dolayı açılacak tazminat davalarının idare mahkemesinde tam yargı davası olarak açılabileceğinden davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle Karayolları Genel Müdürlüğü"nün hizmet kusuru nedeniyle açılan davalarda idari yargının görevli olmasına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür" şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, "işleten" sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.
Yine, olay davalı ..."ın kamu görevlisi sıfatıyla hizmet ifa ederken meydana gelmiş ise de, davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, davalı sürücü ... haksız fiil faili konumunda olup sorumluluğunun temelini Borçlar
Kanunu"nun haksız fiil hükümleri oluşturduğundan "haksız fiil faili" sıfatıyla özel hukuk hükümlerine göre sorumlu tutulabilecektir.
Bu durumda, dosya kapsamındaki araç tescil kayıtlarına göre, davalı İç İşleri Bakanlığı"na ait aracın karıştığı kazada meydana gelen zararlardan, davalı İç İşleri Bakanlığı"nın sorumluluğu, hizmet kusuruna değil araç işletenin sorumluluğu ilkelerine; davalı ..."ın sorumluluğu da haksız fiil sorumluluğuna dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargı olduğundan, mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin davalılar İç İşleri Bakanlığı ve ... bakımından yargı yolu bakımından red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalı ... Müdürlüğü"ne yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.