20. Hukuk Dairesi 2015/10851 E. , 2017/1065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 06.04.2010 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Kasabasında bulunan taşınmazın tapulama dışı bırakıldığını ve uzun yıllardır zilyetliğinde olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme şartlarının oluştuğunu iddia ederek, taşınmazın adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.160,29 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tesciline, diğer kısımlara yönelik davanın reddine yönelik verilen kararın davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/11/2013 gün 2013/4631 - 10851 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “"Dava, tapulama dışı bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili istemine ilişkin olup, mahkemece, genel arazi kadastro çalışmalarında Devlet ormanı olarak tescil harici bırakılan yerlerden olan çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidine göre orman sınırları dışında bırakıldığı ve 1963 ve 1989 tarihli memleket haritalarında tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmesine karşın taşınmazın eski tarihli hava fotoğrafındaki konumu ve üzerinde bulunan bitki örtüsü hakkında yeterli inceleme ve araştırma yapılmamış, hava fotoğraflarından yararlanmak sureti ile imar ve ihya koşulları araştırılmamış, bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu da zilyetliğin başlangıcı ve sürüdürülüş şekli de denetlenememiş ve taşınmazın gerçek eğiminin ne olduğu da bilirkişi raporlarından net olarak anlaşılamamıştır. O halde, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerden getirtildikten sonra yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazın belgelerde niteliğinin ne şekilde göründüğü orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı, dava tarihinden 20 yıl önce taşınmazın kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeli, orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, orman tahdidinin kesinleştiği tarihe kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilmeyeceği düşünülmeli, bu sefer orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar olağanüstü zamanaşımı ile kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, bilirkişi raporları, yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ile birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davalı ... vekili; (C) harfi ile gösterilen 935,99 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 414,65 m2"lik tescil harici yerlerin 4721 sayılı TMK"nın 713/6 fıkrası uyarınca ... adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 26/01/2015 havale tarihli bilirkişi heyetinin koordinatlı krokisinde (A) harfi ile gösterilen 13.391,04 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 3.160,29 m2"lik taşınmazın davacılar adına eşit hisseler verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine , (C) harfi ile gösterilen 935,99 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 414,65 m2"lik tescil harici yerin 4721 sayılı TMK"nın 713/6 fıkrası uyarınca ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 09.06.1987 tarihinde yapılıp 12.08.1987 - 12.02.1988 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında yapılmış ve sonuçları 07.06.1957 - 06.07.1957 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiş, çekişmeli taşınmazlar Devlet ormanı olarak tescil harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman tahdidi, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçtiği ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, (C) ve (D) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazların ise taşlık ve kayalık yer yer çalılarla kaplı kullanılmayan, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunması gereken özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
13/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.