Esas No: 2019/2272
Karar No: 2022/1869
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay 9. Daire 2019/2272 Esas 2022/1869 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, defter belge ibraz etmediği gerekçesiyle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011 dönemleri için üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının defter belge ibraz etme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle resen tarh sebebinin bulunmadığı ve özel usulsüzlük cezasında da tarh şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebi kabul etmiştir. Bölge idare mahkemesi ise özel usulsüzlük cezasının kararda yanlış bir şekilde 2011/Aralık dönemine ait olduğunu belirleyerek, davalının istinaf başvurusunu reddetmiştir. Temyiz eden, defter-belge isteme yazısının davacıya tebliğ edildiğini ancak ibraz edilmediğini, ayrıca teslim tutanağındaki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak kararın bozulmasını istemiştir. Danıştay dokuzuncu daire ise, temyiz istemini reddederek Bölge idare mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak, davada öne sürülen konularda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30/3 maddesi ve İdari Yarg
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2272
Karar No : 2022/1869
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına defter belge ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Mart, Nisan, Haziran, Eylül ve Aralık dönemlerine ait üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 2011/Aralık dönemine ait özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri yönünden; 20/02/2014 tarihli defter ve belgelerin davacıya teslim edildiğine dair tutanağın incelenmesinden Manavgat'da düzenlendiği ve tarihin gün ve ay kısmının el yazısı ile doldurulduğu, tutanaktaki imza her ne kadar davacıya ait ise de; davacının dosyaya sunmuş olduğu bilgi ve belgelerden 20/02/2014 tarihinde İstanbul'da olduğu kanaatine ulaşıldığı, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerdeki saat dilimleri dikkate alındığında aynı gün içerisinde İstanbul ve Manavgat'ta olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, diğer taraftan davacının ilk yapılan inceleme için defter ve belgeleri ibraz ettiği, defter ve belgeleri gizleme kastı taşımadığı, bu haliyle söz konusu tutanağın şüpheye yer vermeyecek derecede somut tespit içermediği anlaşıldığından, davacının defter ve belge ibraz etme yükümlülüğünü yerine getirilmediğinden söz edilemeyeceği dolayısıyla resen tarh sebebinin bulunmadığı gerekçesiyle, özel usulsüzlük cezası yönünden ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun; 30/3 maddesinde öngörülen resen tarh şartlarının dava konusu olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:İstinaf başvurusuna konu edilen kararın usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu sonucuna varılmakla birlikte, dava konusu özel usulsüzlük cezasının 2011/Şubat dönemine ilişkin olarak kesilmesine karşın, gerekçeli kararın davanın özeti bölümünde, 2011/Aralık dönemine ait özel usulsüzlük cezası olarak gösterildiği görüldüğünden, bu yanlışlığın düzeltilmesi suretiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: defter ve belge isteme yazısının 10/03/2016 tarihinde davacının faaliyetini terk etmesi sonucu bilinen ikametgah adresinde aynı adreste bulunan annesine tebliğ edildiği, ancak yasal süre geçmesine rağmen ibraz edilmediği, 20/02/2014 tarihli teslim tutanağındaki imzanın davacıya ait olduğu, davacının defter ve belgeleri almadan böyle bir tutanağa imza atmasının mantığa aykırı olduğu, dosyada bulunan delillerin tek başına davacının 20/02/2014 tarihinde İstanbul'da olduğunu kanıtlamayacağı, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.