Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/8082 Esas 2020/10979 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8082
Karar No: 2020/10979
Karar Tarihi: 03.11.2020

Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/8082 Esas 2020/10979 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava kapsamında, sanıklar dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlamalarıyla yargılandılar ve beraat kararı çıktı. Kararda, suçlamaların 5809 sayılı yasaya muhalefet yerine özel belgede sahtecilik olarak düzeltilmesi gerektiği belirtildi. Sanıkların suçlamalarının ceza yasalarına göre gerektirdiği sürenin zaman aşımına uğramış olduğu ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı, ancak davanın zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü belirtildi. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157. maddesi ile 5809 sayılı Kanun'un 56/2 maddesinin yargılamaya ilişkin olduğu ve TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu aktarıldı.

15. Ceza Dairesi 2019/8082 E. , 2020/10979 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dolandırıcılık ve 5809 sayılı yasaya muhalefet suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suçun “5809 sayılı yasaya muhalefet” yerine “özel belgede sahtecilik ” olarak yazılması mahallince düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak görülmüştür.
Sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık ve 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının, 5237 sayılı TCK"nın 157 maddesi ve 5809 sayılı Kanunun 56/2 maddesi delaletiyle gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu ve zamanaşımını kesen en son işlemin de sanık ... yönünden 31/05/2012 tarihli, sanık ... yönünden 09/06/2012 tarihli savunmaları olduğu, bu tarihten inceleme tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.