Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2213 Esas 2017/6619 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2213
Karar No: 2017/6619
Karar Tarihi: 05.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2213 Esas 2017/6619 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalılar, soba üreticisi olarak müvekkili şirket ile ticari bir ilişki içinde olduklarını ve müvekkilin davacıya borcu olduğunu kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Kefillerin sorumlu tutulabilmesi için kefalet limitinin imzalanma sırasında yazılması gerektiği, belgenin sonradan doldurulması nedeniyle davalıların sorumlu tutulamayacağı savunulmuştur. Mahkeme, belgelerin para borcunu inkar eden belgeler niteliğinde olmadığını, takip dayanağı belgenin borçlu şirketi adına temsilen imzalandığı ancak kefil olunan miktarın yazılmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacı şirketin iflasının açıldığı ve alacağın iflas masasına kayıt ve kabul edilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kararda İİK'nun 194. maddesi açıklanmış ve davaya konu alacağın iflas masasına kayıt ve kabul edilmesinin gerekliliği belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/2213 E.  ,  2017/6619 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalı şirket yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R -
    Davacı vekili, davalıların imzaladıkları "Müşterek Müteselsil Borç Senedi ve Müteselsil Kefalet" ve "Taahhütname" başlıklı belgelerle müvekkili şirkete 135.000 TL tutarında borçları olup, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde, bir pazarlama şirketi olan müvekkili şirket ile soba üreticisi olan davacı arasında soba alım satımına dayalı ticari ilişki olduğunu, tarafların her yıl için Ocak ve Şubat ayları gibi geçmiş yılın hesabı çıkarılarak alacak verecek varsa hesaplaşıp dönemin kapatıldığını, 2008 yılı öncesine ait hesaplarda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığını, 2008 yılındaki siparişlerde sorun yaşandığını ve müvekkilinden 14.101.99 TL fazladan istendiğini, müvekkilinin bu bedeli ödemek istememesi nedeniyle iş yapmaya başladıkları dönemde teminat amaçlı imzalanan boş kefaletname doldurularak takip yapıldığını, yapılacak inceleme sonucu müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunun görüleceğini, kefilin sorumlu olabilmesi kefalet limitinin kefaletnamenin imzalandığı sırada yazılı olması gerektiğini, sonradan doldurulan belge nedeniyle müvekkili ..."in sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, icra takibinin dayanağı belgelerin kayıtsız şartsız para borcunu inkar eden belgeler niteliğinde olmadığı, davalı vekilinin 2. cevap dilekçesinde müvekkili şirketin davacıya takip tarihi itibariyle 34.172,10 TL borcu olduğunu kabul ettiği, davalı ..."in takip dayanağı belgeyi borçlu şirketi adına temsilen kendisi adına kefil sıfatıyla imzaladığı ancak düzenlenme sırasında kefil olunan miktar yazılmadığında kefalet sözleşmesinin geçersiz olup, davalı ..."in borçtan sorumlu olmadığı, davalı şirketçe kabul edilen meblağdan takipten sonra , davadan önce ödenen 9.560,00 TL düşüldükten sonra davalı şirketin cari hesap borcunun 24.612,10 TL olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davalı ..."e yöneltilen davanın reddine, diğer davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava dosyasının incelenmesinden davacı ... A.Ş."nin ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 13.01.2016 gün, 2014/650 E. - 2016/22 K. sayılı kararı ile iflasının açıldığı anlaşılmaktadır.
    İİK."nun 194. maddesine göre; iflasın açılması ile acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Dava konusu alacak iflas masasına bildirilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilmişse alacak davasının konusu kalmaz. Ancak davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi halinde husumet iflas idaresine yöneltilerek davaya kayıt kabul davası olarak devam edilir ve iflas tarihi itibariyle saptanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilir.
    Bu sebeple İİK"nun 194. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.