Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11433
Karar No: 2017/1061

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11433 Esas 2017/1061 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11433 E.  ,  2017/1061 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü ... ada ... parsel sayılı 4578,40 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile belgesizden Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacılar, taşınmazın zilyetliklerinde bulunan tarlaları olduğunu ileri sürerek, tespitinin iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece, davacıların keşif gideri yatırılması için verilen kesin süreye rağmen, keşif giderini yatırmamaları karşısında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacıların temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/03/2010 gün ve 2010/1501-2881 sayılı kararıyla verilen kesin sürenin yasal şartları taşımadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; mahkemece yapılan keşfe katılan Orman Bilirkişi ... tarafından düzenlenen 03.11.2013 tarihli raporda 1970 tarihli memleket haritasından söz edildiği halde 1988 ve 2002 tarihli hava fotoğrafları uygulandığı belirtilmiş, taşınmaz hava fotoğrafları üzerinde gösterilmemiştir. Bu durum mahkemece farkedilmiş, 1970 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafı ilgili yerden getirtilmiş, dava dosyası, fen ve orman bilirkişilerine verilerek keşif sırasında uygulandığı bildirilen 1970 tarihli orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafları (1/25000 ve 1/5000 ölçekli olarak ayrı ayrı) ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte harita ve hava fotoğrafları üzerinde gösterir ve hava fotoğrafları özellikle stereoskopik alet ile üç boyutlu olarak incelemeye tâbi tutularak çekişmeli taşınmazın niteliği ve taşınmaz üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde müşterek imzalı, açıklamalı ve krokili ek rapor alınmasına
    ilişkin ara karar kurularak dava dosyası keşfe katılan ve raporu düzenleyen orman bilirkişisi dışında (yeniden keşif yapılarak zeminde inceleme yapılmaksızın) re"sen seçilen orman bilirkişisine tevdii edilerek bilirkişice düzenlenen rapor hükme dayanak alınmıştır. Keşfe katılmayan bilirkişinin düzenlediği raporun hükme dayanak alınması usul ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca; çekişmeli taşınmaza komşu yoldan sonra gelen taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanak örnekleri ve dayanakları ile davalı olanlara ilişkin dava dosyaları, kesinleşenlere ait tapu kayıtları, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları dosya kapsamına getirtilmediği gibi keşfe katılan yerel bilirkişiler ile tutanak bilirkişileri taşınmazın evvelinden bu yana biçenek olarak kullanıldığını beyan etmişler hükme esas Ziraat Bilirkişi heyeti raporunda ise taşınmazın uzun yıllardan beri ekim dikimde kullanılmış tarla olduğu rapor edilmiştir. Mahkemece oluşan bu çelişki giderilmemiştir. Bu haliyle dosya kapsamından taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı, kullanım durumu ve gerçek kişi davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur.
    Bu nedenle; çekişmeli taşınmaza komşu yoldan sonra gelen taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanak örnekleri ve dayanakları ile davalı olanlara ilişkin dava dosyalarının kesinleşenlere ait tapu kayıtlarının, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ile taşınmazın bulunduğu yere ilişkin eski ve yeni tarihli tüm memleket haritası ve hava fotoğrafları getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru ile yerel ve tespit bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli,
    Açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazın toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazın her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, taşınmazın eğimi münhaniler ve eğim ölçer aletler yardımıyla bilimsel yöntemler ile belirlenmeli, keşif sırasında hâkim gözetiminde, taşınmazın ayrı ayrı dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dava dosyası içine konulmalı; mahalli bilirkişiler, tesbit tutanağı bilirkişileri ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; taşınmazın kimler tarafından ne amaçla kullanıldığı, zilyetliğin ne
    zaman başladığı, kimden kime geçtiği kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazın komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu taşınmaza yönelik olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi