17. Hukuk Dairesi 2016/6129 E. , 2019/1986 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı şirket vekili, 23.11.2013 tarihinde, müvekkili şirkete kayıtlı aracın karıştığı üç taraflı trafik kazasında ağır hasar gördüğünü, müvekkili şirketin aracı ticari amaçla kullanması nedeniyle kar elde edemediğini ve başka araç kiralamak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yoksun kalınan kar ve ikame araç bedelinden oluşan fiili zarar bedeli 9.000,00 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili daha sonra talebini hasar bedeli olarak açıklamıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçlulukta iç ilişkiyi düzenleyen 167. maddesinde "Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler." hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, davacıya ait aracın hasar gördüğü çok taraflı trafik kazasında davacı şirket sürücüsü kusursuz, davalı ... Sigortanın sigortalı araç sürücüsü %37,5 ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen traktör sürücüsü ise %62,5 oranında kusurlu bulunmuşlardır. Dava, davacının aracına çarpan aracın zorunlu trafik sigortacısına ve belirsiz traktörün sigortacısı yerine Güvence Hesabına karşı 09.06.2014 tarihinde 6098 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken açılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava öncesinde, davalı ... tarafından, tespit edilen 18.000,00 TL hasar bedelinden kendilerine 9.000,00 TL ödendiğini, geri kalan 9.000,00 TL hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davalı ... Hesabının hasardan sorumlu olmaması nedeniyle, davalı ... Sigortanın ise davacıya %37,5 kusur oranına göre davadan önce fazla ödeme yapması nedeniyle reddedilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 167. maddesi gereği rücu edilebilecek başka kimse yok ise, bu durumda davalı ... Sigortanın hasar bedelinin tamamından sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.