6. Ceza Dairesi 2017/40 E. , 2017/317 K.
"İçtihat Metni"Mağdur ..."e yönelik silahla tehdit suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 106/2-a, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.09.2008 gün, 2007/244 Esas ve 2008/276 Karar sayılı hükmün sanık savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 17.12.2013 gün 2011/15905 Esas - 2013/25454 Karar sayı ile;
“Sanığın, olaydan önce de para ödemeden aracına benzin aldığı, olay gecesi alkollü olarak yakınanın çalıştığı benzin istasyonuna geldiği, yakınanın sanığa "Benzin alacak mısın" dediği, sanığın "Evet" dediği, bu sefer "Parasını ödeyecek misin" diye sorduğu, "Hayır" cevabını alması üzerine, yakınanın iş yerinin sorumlusu olduğunu söyleyip benzin veremeyeceğini söylemesi üzerine, sanığın önce, "Sen kimsin, buranın Allah"ı mısın, necisin" diyerek küfür edip, belindeki kuru sıkı tabancayı önce ayaklarına sonra kafasına dayayıp, "Seni öldürürüm, mesain bitince hesabını keseceğim" deyip gittiğinin anlaşılması karşısında, eylemin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek, yazılı şekilde uygulama yapılması” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06.03.2014 gün 2014/7 Esas-2014/73 sayılı kararı ile;
“Sanık ... hakkında MKP Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2006 tarihli iddianamesi ile silahla tehdit suçundan MKP Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, davanın sürdürülen yargılaması sonucunda 22/02/2007 tarihinde eylemin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturabileceği belirtilerek verilen görevsizlik kararı üzerine,
Sanık hakkında yargılamanın mahkememizce sürdürülmesi sonucunda 18/09/2008 tarihinde sanık hakkında yağmaya teşebbüs suçundan kamu davası açılmış ise de; sanığın yağma kastıyla hareket ettiği, savunmasının aksine herhangi bir delil bulunmadığı, dosya kapsamına göre sanığın eyleminin silahla tehdit niteliğinde olduğu anlaşıldığından, sabit olan eylemine uyan TCK"nın 106/2-a, 62/2, 53. maddeleri uyarınca sanığın neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanık müdafiinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza dairesinin 17/12/2013 tarihli bozma ilamı ile sanığın olaydan öncede para ödemeden aracına benzin aldığı, olay gecesi alkollü olarak yakınanın çalıştığı benzin istasyonuna geldiği, yakınanın sanığa "benzin alacakmısın" dediği, sanığın "evet" dediği, bu sefer "parasını ödeyecek misin" diye sorduğu "hayır" cevabını alması üzerine yakınanın iş yerinin sorumlusu olduğunu söyleyip benzin veremeyeceğini söylemesi üzerine, sanığın önce, "Sen kimsin buranın Allah"ı mısın necisin" diyerek küfür ederek belindeki kuru sıkı tabancayı önce ayaklarına sonra kafasına dayayarak, "Seni öldürürüm mesaim bitince hesabını keseceğim" diyerek gittiğinin anlaşılması karşısında, eylemin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu düşünülmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde uygulama yapılması gerekçesi ile dosya bozularak mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce olayın meydana geliş şekli; sanığın daha önceden de olayın meydana geldiği benzin istasyonuna zaman zaman gelerek aracını para ödemeden çok düşük miktarlarda benzin aldığı, olay gecesi de alkollü olarak müştekinin sorumlu olarak çalıştığı benzin istasyonuna aracı ile gelen sanığın müştekinin kendisine benzin alıp almayacağını sorması üzerine benzin alacağını beyan ettiği, parasını ödeyip ödemeyeceği sorulduğunda ise "hayır" cevabını verdiği, müştekinin bu durumda kendisine benzin veremeyeceğini, işyerinin sorumlusu olduğunu söylemesi üzerine sanığın belinde bulunan kurusıkı tabancayı çıkararak müştekiye "sen kimsin, buranın Allahımısın, sen necisin" diyerek ve küfür ederek silahı önce müştekinin bacaklarına daha sonra da kafasına dayadığını, diğer çalışanların alarma basmaya çalıştığı sırada sanığın olay yerinden gittiği, olayın bu şekilde meydana geldiği kabul edilmiştir.
Olayımızda tartışılması gereken husus sanığın eyleminin silahla tehdit suçunumu yoksa silahla işyerinden nitelikli yağmaya teşebbüs suçunumu oluşturduğu konusudur. Sanık olay gecesi benzinliğe gittiğini, aşırı alkollü olduğunu, üzerinde para olduğunu zannederek benzin istediğini, ancak üzerinde para çıkmayınca müşteki ile tartıştığını ancak müştekiye silah göstermediğini savunmuştur. Ancak sanığın müştekiye silah çıkarmadığı yönündeki savunması, müşteki anlatımı ve tanık beyanları karşısında gerçeği yansıtmadığı tespit edilmiştir. Sanığın müştekinin kendisine alacağı benzinin parasını ödeyip ödemeyeceğini sorması üzerine, sanığın ödemeyeceğini söylemesi nedeniyle aralarında tartışma çıktığı, çıkan tartışma sonucunda sanığın küfürlü sözler kullanarak yukarıda olayın meydana geliş şeklinde açıklanan sözleri söylemek suretiyle silahı müştekinin önce ayaklarına, sonra kafasına dayadığı sabittir, ancak sanığın eyleminin yağmaya teşebbüs olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Sanık silahı müştekiye doğrultup dayadıktan sonra sadece müştekiyi tehdit içeren sözler kullandıktan sonra olay yerinden ayrılmıştır. Müştekiyi bir malın teslimine zorlamaya yönelik bir beyanlarının bulunmadığı anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nun 148. maddesi kapsamında müştekiyi bir malın teslimine zorlamaya yönelik bir beyanının bulunmadığı ve dolayısıyla yağma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, bu nedenle de eylemin silahla işlenilen yağmaya teşebbüs olarak kabulünün hukuki anlamda mümkün olmadığı, kül halinde sanığın fiilinin silahla tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü heyetimizce uygun görülüp Yargıtay bozma ilamına uyulmayarak bir önceki mahkememiz kararında direnilmesine oybirliğiyle karar verilip sanık hakkında aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur.” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık ve savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "Onama" istekli 30.05.2015 gün ve 2014/172880 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair Kanunun 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07.12.2016 gün, 2015/522 Esas ve 2016/1074 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı yağmaya teşebbüs suçu sübut bulduğu halde, sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet kararının gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair;
Dairemizin 17.12.2013 tarih ve 2011/15905 Esas, 2013/25454 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.03.2014 gün 2014/7 Esas ve 2014/73 sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, CMK"nın 307/3. maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 30/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.