Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7322
Karar No: 2019/808
Karar Tarihi: 17.01.2019

Taksirle Öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/7322 Esas 2019/808 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taksirle öldürme suçundan mahkum edilen sanığın temyiz edilen kararı incelenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun sürekli uygulaması gereği, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi bozma kararının doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak mümkündür. Ancak, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup bu kurala uyulmaması kanuna mutlak aykırılık oluşturur. Dosyada yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan oturumda savunma hakkı kısıtlanarak direnme kararı verilmesi kanuna aykırıdır ve hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 85/2, 22/3, 62, 53/6, 63. maddeleri; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 216/3, 251, 5271 sayılı Kanun'un 216. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
12. Ceza Dairesi         2018/7322 E.  ,  2019/808 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle Öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/2, 22/3, 62, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, 11.01.2019 tarihinde yapılan duruşmada hazır bulunan sanık müdafileri Av. ..., Av. ..., Av. ... ile bir kısım katılanlar vekilleri Av. ... ve Av. ..."un katılımı ile duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarihli, 2013/50 esas, 2013/525 sayılı kararına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir. Dairemizin bozma ilamından sonra yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda önceki uygulama aynen benimsenmiş ise de; yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmasından ve bozma kararında belirtilen hususların tartışılmasından dolayı yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, direnme kararının eylemli uyma olarak kabulü ile hükmü temyizen inceleme görevinin Dairemiz"e ait olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2018/1-362 Esas-2018/409 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 1412 sayılı CMUK"un 251. maddesine benzer hükümler içeren 5271 sayılı CMK"nın "Delillerin tartışılması" başlıklı 216. maddesinin üçüncü fıkrasında; "hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir" düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca katılmış olduğu takdirde son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ceza muhakemesinde sanığın en önemli haklarından biri de savunma hakkı olup hazır bulunduğu oturumda son söz sanığa verilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik arz eden çok sayıdaki kararlarında açıkça belirtildiği üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup bu kurala uyulmaması kanuna mutlak aykırılık oluşturmaktadır. Temyiz mercisince verilen bozma kararından sonra ilk derece mahkemeleri tarafından yargılamaya devam olunduğunda, dava henüz sonuçlanmamış bulunduğundan, ilk defa hüküm kurulurken "son sözün sanığa verilmesi" kuralı, bozmadan sonra başlayan yargılamalarda da "kamu davasının kesintisizliği ve sürekliliği" ilkesinin doğal bir sonucu olarak aynen geçerli olacaktır. Kovuşturmanın sona erdirilip hükmün tesis ve tefhimine geçilmesinden önce son söz alan tarafın sanık olması gerektiği şeklinde anlaşılması gereken "son sözün sanığa verilmesi" kuralına uyulmaması hâli, gerek "savunma hakkının sınırlandırılamayacağı" ilkesine, gerekse CMK"nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil edecek ve bu durum, temyiz incelemesi aşamasında hükmün esasına geçilmeden önce bozma nedeni kabul edilecektir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda dosya içeriği incelendiğinde; yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan ve hükmün tefhim edildiği oturumda, hazır bulunan sanık ile sanık müdafilerine son söz sorulmadan direnme kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi suretiyle, CMK"nın 216/3. maddesine açıkça aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde hazır bulunan sanık ve sanık müdafilerine son söz sorulmadan direnme kararı verilerek hükmün tefhim ve tesis edilmesi;
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince sair yönler incelenmeksizin isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 17.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    TEFHİM ŞERHİ:
    17/01/2019 tarihinde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı... huzurunda, duruşmada hazır bulunan Sanık ... müdafii Av. ... tarafından tarihsiz 17.01.2019 havaleli yetkilendirme belgesiyle yetkilendirilen Av. ..., Katılan ... ve yakınlarının vekili Av. ..."un yüzüne karşı, 17/01/2019 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi